Pınar Selek
Pınar Selek’e yapılan hukuk işkencesine kim dur diyecek?
16.9.2009 Meral Tamer - 10.04.2009
Pınar’ın kurduğu Amargi Kitabevi, dün onu “katliam sanığı” olarak 36 yıla mahkûm eden yüksek yargıya isyan edenlerle dolup taştı.
Haberi geçen hafta bizim gazetede gördüğümde boğazım düğümlendi, nefesim daraldı; içimden isyan bayrağını açıp yollara düşmek geldi:
“Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mısır Çarşısı davasıyla ilgili incelemesini tamamladı ve İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sosyolog Pınar Selek için verdiği beraat kararını bozarak, 36 yıl hapis cezasına hükmetti!” Hrant Dink’le ilgili beraat kararını bozan da Yargıtay 9. Ceza Dairesi değil miydi?
O bir barış meleğidir
Kararda Pınar’ın “sosyolojik araştırma yapma” adı altında silahlı terör örgütleriyle irtibata geçerek Yurtseverler Birliği adlı askeri kanadı oluşturarak bomba imal ettiği, Mısır Çarşısı’na koydukları bu bombanın 7 kişinin ölümü, 127 kişinin yaralanmasına neden olduğu... Pes doğrusu!
Pınar’ı yıllardır tanırım; 3 yıl kadar önce de Vakit Geldi kadın projesinde çok yakın çalıştık. Ne bombası, ne örgütü!
Pınar, hayatını her türlü şiddete, savaşa, militarizme karşı mücadeleye adamış, her zaman ezilenden yana, feminist, çalışkan, akıllı, müthiş sevgi dolu, cıvıl cıvıl bir genç kadındır. Çok sık görüşemesek de Pınar’ın arkadaşım olmasını kendim için zenginlik sayarım.
Hukuka güvenmiyorum
Şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst yargı mercii, aradan 11 yıl geçtikten ve Pınar boşu boşuna 2.5 yıl hapis yatıp, 2 kez de beraat ettikten sonra ona yeniden “Sen suçlusun, 36 yıl hapis yatmalısın!” diyor. Benim gözümde “barış meleği” olan bir insanı “katliam sanığı” olarak gösteriyor!
Pınar ilk duruşmalardan birinde kendisini “Ortaçağ’da cadı diye yakılan” kadınlara benzetmişti. Aradan 11 yıl geçti, ama hâlâ bir arpa boyu yol alamamışız. Hukuka ve adalete karşı son yıllarda zaten azalmış olan inancımı tümüyle yitirmek üzereyim.
(Aynı Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Demirel’e, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde yazdığım bir yazıda hakaret ettiğim gerekçesiyle aldığım 1.5 yıllık hapis cezasını onamıştı. Türkiye’deki hukuk yolları tıkanınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdum. 5 yıl uğraştım. AİHM Türk hükümetini, bana tazminat ödemeye mahkûm etti; ayrıca tashih-i karar için davanın yeniden görülmesinin yolunu açtı. Şimdi ben yeniden yargılanmak için dava açtım ve muhtemelen yakında beraat edeceğim. Yıllarca harcadığım zaman ve çektiğim sıkıntılar ise birilerinin yanına kâr kalacak!)
Amargi Kitabevi’nde
Prof. Mehmet Bekaroğlu’ndan Melek Ulagay’a, Halil Ergün ve Oya Baydar’dan Doç. Ferhat Kentel, Derya Alabora, Yıldırım Türker ve Yıldız Ramazanoğlu’na Pınar’ın dostları olarak, bu hukuk işkencesini protesto etmek için dün sabah bir araya geldik. Mekânımız, onun akademik çalışmalarının ve aktivist duruşunun somut bir paylaşıma dönüştüğü Amargi Kitabevi’ydi.
Gustave Flaubert 150 yıl önce “Sosyolog, birçok hayatın içine girip çıkacak, hiç hissetmediği duyguları ve deneyleri taşıyan insanları anlamaya çalışacak, öznellikler arasında ilişki kuracak” demişti.
Pınar, eminim bu hukuk işkencesinden de aklanarak çıkacak ve modern bir sosyoloğun nasıl çalışması gerektiğini, örnekleriyle topluma anlatacak.
Kaynak: Milliyet Gazetesi
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process