Pınar Selek
Ergenekon davasında pusula sorusu...
16.9.2009 Hasan Cemal - 14.04.2009
Türkiye’nin ne kadar zor, ne kadar yorucu, yönetilmesi ne kadar güç bir ülke olduğunu dün bilgisayarın başına oturduğum vakit bir kez daha gördüm, düşündüm.
Yazacağım konular sürekli değişti. Onu yazayım derken, bu çıktı, bunu derken öbürü... Hepsi üst üste yığıldı.
Radikal’de Yıldırım Türker’in yazısını okudum: “Pınar’a tanığız.”
Yazı konum bu olabilirdi.
‘Hayali bombacı’ olarak iki buçuk yılını hapishanede geçiren Pınar Selek’le ilgili güzel bir dayanışma örneği oluşturan yazısının bir yerinde Bertolt Brecht’in şu satırları vardı:
“Birini öldürmenin çeşitli yolları vardır. Karnına bir bıçak saplarsınız, ekmeğini çalarsınız, hastalığını sağaltmazsınız, berbat bir evde yaşatırsınız, ölümüne çalıştırırsınız, intihara sürüklersiniz, savaşa yollarsınız,vb. Memleketimizde bunların çok azı yasaktır.”
Birini öldürmenin bizim memleketteki çeşitli yollarını düşündüm.
İlginçti Radikal’in manşeti:
“Emniyet işkenceyi gizledi!”
Ergenekon’un önemli figürlerinden Tuncay Güney’in 2001’de İstanbul Organize Suçlar’da ifadesinin işkence altında alındığına dair bu haberi bir kez daha yorumlayabilirdim köşemde...
Ama bir başka konu vardı.
Hafta sonu haberdar olmuş, Galatasaray-Fenerbahçe derbisi yüzünden bugüne bırakmıştım protestomu.
Genç bir meslektaşım, Taraf gazetesinin köşe yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, helikopter kazasında ölen BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’yla ilgili olarak bir televizyonda söylediklerinden dolayı yumruklanmış, dövülmüş, saldırı sırasında bayılmıştı.
Saldırgan, Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Mustafa Kayatuzu idi. Ertesi günü polis ifadesini almış, sonra serbest bırakmıştı. İfade özgürlüğüne yönelik bu açık saldırganlığı lanetlemek için bilgisayarın başına otururken televizyonu açtım:
Ergenekon’da yeni dalga!
Aramalar, gözaltılar...
Kısa adı ÇYDD olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin şubelerinde ve derneğin her şeyi olan Prof. Türkân Saylan’ın evinde arama yapılıyordu.
Türkân Saylan’ı düşündüm.
Son derece idealist ve çalışkan bir insandı. Hayatını önce bir bilimkadını olarak Türkiye’de cüzzam konusuna, sonra da ÇYDD bünyesinde kız çocuklarının okutulmasına adamış, her iki alanda da çok başarılı olmuştu.
Öte yandan laiklik-demokrasi-asker üçgeninde Prof. Türkân Saylan’ın siyasal görüşleri mesela benden farklıydı, ama acaba Atatürkçü Düşünce Derneği’ne damgasına vuran Şener Eruygur Paşa çizgisiyle ne kadar uyuşuyordu?
2007’nin cumhuriyet mitingleri döneminde Türkân Saylan, Ankara’da kürsüden “Ne şeriat ne darbe!” dediği için, yani işin içine darbeyi de karıştırdığı için İzmir mitingine çıkmasına izin verilmemişti.
Neden şimdi Profesör Türkân Saylan?..
Bu konuyu yazmalıydım.
Derken gazeteye geldim.
Milliyet’ten bir arkadaşımızın, Tijen Mergen’in evinde arama yapıldığını, kendisinin ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldüğünü öğrendim.
Bilindiği gibi, Milliyet’in toplumsal sorumluluk çerçevesinde yürüttüğü Baba Beni Okula Gönder projesi vardır. Türkân Saylan’ın ÇYDD ile işbirliği içinde yürütülen bu proje kapsamında kaç yıldır bağış toplanır, bununla kız öğrenciler için yurt yaptırılır, burs dağıtılır.
Tijen Mergen, bu projenin başında olan çok başarılı bir arkadaşımızdır.
Niye Tijen?..
Geçen cumartesi günü bu köşedeki yazım, Ergenekon davasında pusula sapmasın uyarısıyla şöyle noktalanmıştı:
“Dileriz bu dava, ‘karakter katliamları’na yol açmadan, Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin kapısını açar.”
Bu açıdan soru işaretleri çoğalıyor, Ergenekon savcıları bunun ne kadar farkında?..
(...)
Kaynak: Milliyet
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process