Pınar Selek
Pinar Selek, Türkiye'nin onuru...
11.3.2011

Marie-Victoire Louis 


Pinar Selek, Türkiye'nin onuru...

 

29 Ocak 2011

 

 

9 Şubat'ta Pınar Selek, hiç bir aleyhte kanıt olmayan ve iki kez beraat ettiği davadan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar yargı ile karşı karşıya gelecek. Kendisi «terör» olarak adlandırılan bir harekete suç ortaklığında bulunduğu iddiası ile müebbet hapis tehdidi altında. Ancak bu davanın asıl önemi, devlet tarafından 12 yıldan fazladır Pınar Selek’in ve onun hakları ile kendi haklarını savunanların uğradığı terör kampanyasının devam etmesi ya da durdurulması noktasıdır.

 

Pınar Selek bir kadın ve feminist; ister polis devleti olsun, ister demokratik, ister dini, bütün devletlerin üzerine kurulu olduğu, binlerce yıllık tarihi olan patriyarkal baskının gerçekliği hakkında Pınar Selek'e ve daha başka birçok araştırmacıya katılıyorum.

 

Pınar Selek bir sosyolog; kendim de bir araştırmacı olarak, bütün sosyal bilimlerde olduğu gibi sosyolojinin ancak eleştirel bir analiz olabileceği görüşünde ona katılıyorum. Dahası,toplumları yapılandıran tahakküm sistemlerini hesaba katmamak, onları meşru kılmak ve etkin bir şekilde onlara suç ortağı olmaktır.

 

Pınar Selek faal bir entelektüel; bir entelektüelin teori ve pratiği, düşünce ve hareketi birbirinden ayıramayacağı şeklindeki analizinde ona katılıyorum. Dahası, faal olmamak, bütün adaletsizliklere fiili olarak sebep olmaktır.

 

Benim kişisel ve siyasal izleğim, fikirler arasında bir karşılaştırmayı ima etmeden söylemek gerekirse, onunkine çok yakın olsa da, aramızdaki fark; o bir Türkiyeli ve ben bir Fransızım ve sırf bu farktan ötürü o hapsedilme riski altında ve ben özgürüm.

 

Onun mücadeleleri ile dayanışma içindeyim.

Ve eğer ben özgürsem, o da özgür olmalıdır.

 

Çok uzun, çok dayanıklı ve çok cesur olan mücadelesinde ona destek olanlar tarafından daha önce açıkça belirtilen görüşleri tekrarlamayacağım.

 

Burada benim için esas olan ise;

 

*Ona bakınca, onu beş dakika dinleyince, onu okuyunca, son derece oldukça şeffaf, insan olan Pınar Selek’in bomba koymuş olamayacağı apaçık anlaşılmaktadır. .

Analizinin duyarlılığı, zenginliği, derinliği ve ondaki cesaret  sadece hakikati anlattığını göstermektedir.

 

*İkincisi, yargı sisteminin kendisine 12 yıldan beri yönelttiği suçlamalar muazzam manipülasyonlara ve daha da kötüsü zekaya yönelik hakaretlere dayanmaktadır.

 

 

*Ve son olarak, nasıl olur da bir devletin yargı sistemi, hiç utanması olmadan, aynı devletin polisi tarafından işkence görmüş olan bir kadın için kovuşturmayı devam ettirerek ülkenin yasalarını uygular gibi görünebilir?

 

Pınar Selek kendisine sürekli sorulan «Ama niçin siz?» şeklinden soruyu yanıtlamayı reddetmekte haklı; aynı şekilde kendini haklı çıkarmayı reddetmekte de haklı.

Bu, onun sorumluluğu değil.

 

Esasında, Pınar Selek’in kendisinden sonraki diğerleriyle de birlikte neden ifade özgürlüğünün, kaynakları açıklamamak ilkesine dayanan özgür araştırmanın, feminist mücadelelerin, bütün erklere karşı kurtuluş mücadelelerinin sembolü olarak seçildiğini ve neden bunların sonuçlarına katlanmak zorunda bırakıldığını açıklamak, devletin sorumluluğudur.  

 

Pınar Selek kendisine yöneltilen tüm suçlamalardan kesinlikle aklanmalıdır. Ancak bu yeterli olmayacaktır.

 

Benim açımdan;

 

* Adalet bu yalanları, işkenceleri, hayatının bir parçasının çalınmış olduğu gerçeğini, devletin, tıpkı diğerleri gibi, ona dayattığı zulmü;  yazılarının çalınması, bilginin tahrif edilişini, yalan kanıtların yaratılmasını, manipülasyonları, tehditleri, iftiraları, hapis, işkenceleri itiraf etmelidir. Bu arada da Pınar Selek’in de çok iyi çözümlediği gibi “tüm hayatınız boyunca karşısında mücadele verdiğiniz bir şeyden sorumlu tutulmanın” o korkunç entelektüel ve insani bedeli de unutulmamalıdır.

 

*Adalet, devlet, her birinin sorumlularını belirledikten sonra kendisinden özür dilemeli gerekçelerini sunmalı daha başka pek çokları gibi  haklarının telafisi yoluna gitmelidir.. Bu talepler daha sonra, dünyadaki, Fransa'daki, Türkiye'deki, Tunus'taki, Mısır'daki güncel mücadelelerin, bütün dünyada çok ihtiyacını duyduğumuz alternatif köklü politikaların doğal  parçaları olacaktır. Bütün işkence biçimlerini, devletlerin çıkarlarına göre son derece belirsiz biçimde yorumlanan bütün «terörizm», «terör» ithamlarını kesin şekilde bitirmek ve siyasi hükümlülerin varlığını son erdirmek  önkoşulduır.

 

Yeni Tunus hükümetinin, kadın erkek tüm siyasi tutukluları serbest bıraktığını hatırlatmaya  bilmem gerek var mı?

 

Pınar Selek, Türkiye'nin onurudur.

Bu yüzden  “ona ve insanlığa”  karşı  böylesi bir suçun yeniden işlenmemesini sağlamak üzere pek çok kişi ile birlikte ben de 9 Şubat'ta İstanbul'da olacağım.

 

 

Marie-Victoire Louis

 

Paris, 29 Ocak 2011

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process