Pınar Selek
Pınar Selek hakkındaki Bütün Suçlamaları Düşürün
11.3.2011 Pınar Selek hakkındaki Bütün Suçlamaları Düşürün
Türkiye: Aktivistin Yargılanması bir Adalet Parodisi

Pınar Selek hakkındaki Bütün Suçlamaları Düşürün

(İstanbul,  9 Şubat 2011)— İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights
Watch), insan hakları savunucusu ve yazar Pınar Selek’in 1998 yılında
ölümle sonuçlanan bir patlamada rol oynadığı iddiasıyla üçüncü kez
mahkum edilmeye çalışılmasının bir adalet parodisi olduğunu açıkladı.

Selek,  1998 yılında İstanbul Mısır Çarşısında gerçekleşen ve 7
kişinin ölümü 100’den fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan
patlamada rol oynadığı iddiasıyla 9 Şubat 2011 tarihinde tekrar
yargılanacak. Bu duruşma, yaşanan olayın bombalama olmadığını ve bir
gaz kaçağı neticesinde meydana geldiğini gösteren önemli kanıtlara
rağmen, Selek’i ölüme yol açan bomba koyma eylemi gerçekleştirmekten
mahkûm etme yolundaki üçüncü girişim.

Duruşmaya katılacak olan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Türkiye
araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, “Pınar Selek’in yargılanması ceza
adalet sisteminin çarpıtılması ve adi yargılanma hakkının ihlalidir”
dedi. “Bu davanın 12 yıl boyunca devam ettirilmesi adli yargılama
ilkesinin en temel gereklerini ihlal etmektedir. Bu asılsız suçlamalar
bir an evvel nihai olarak düşürülmelidir.”

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye’deki siyasi motifli yargılamalar
konusunda haklı nedenlere dayanan endişelerin devam ettiğini belirtti.
Savcı ve hâkimler gazetecilere ve yayın yönetmenlerine, insan hakları
savunucularına, gösterilere katılan bireylere ve Kürt yanlısı yasal
siyasi faaliyette bulunanlara karşı kanuni dayanağı olmayan davalar
açtılar.

Yargılamanın üçüncü turunun gerçekleşeceği İstanbul 12. Ağır Ceza
Mahkemesi, Selek’i ve aynı davada davalı konumunda bulunan diğer
sanığı 2006 ve 2008 yıllarında aynı suçlardan iki kez beraat
ettirmişti.  Her iki beraat kararı da savcı tarafından temyiz edildi.

Söz konusu patlamanın gaz kaçağından kaynaklandığını gösteren birden
fazla bilirkişi raporuna rağmen, Türkiye’nin en üst temyiz organı olan
Yargıtay, patlamanın yasaklı Kürdistan İşçi Partisi PKK adına hareket
eden Selek tarafından bombalama eylemi sonucunda gerçekleştiğini
belirterek 9 Şubat 2010 tarihinde Pınar Selek’in yeniden
yargılanmasına hükmetti. Selek’le aynı davada yargılanan diğer sanık,
ilerleyen aşamalarda Selek’i tanımadığını ifade etmiş olsa da, polis
işkencesi altında alınan ilk ifadesinde yalan beyan vererek Selek’in
bu işin içinde olduğunu belirtmişti. Söz konusu sanık hakkındaki bütün
suçlamalardan beraat ettiği ve beraat kararı üst mahkeme tarafından
onaylandığı halde, bu kişinin delil olarak kabul edilmesi mümkün
olmayan ifadesi an itibariyle Selek davasın tek dayanağını
oluşturmaktadır.

Yargıtay, üçüncü kez yargılama isteyen en son kararında, Selek’in (765
No’lu) eski Türk Ceza Kanunu’nun yasaklı ayrılıkçı gruplar tarafından
gerçekleştirilen silahlı saldırılar da dâhil olmak üzere devletin
bütünlüğüne karşı işlenen suçları düzenleyen 125. maddesi uyarınca
yeniden yargılanması gerektiğine hükmetmiştir.  Bu sebepten, Selek
için yaşam boyu hiçbir tahliye imkânı olmayan ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası istenmektedir.

 Pınar Selek, özellikle toplumsal cinsiyet, lezbiyen, gey, biseksüel,
transgender hakları, Kürtler ve diğer azınlıkların hakları gibi
konular da dâhil olmak üzere Türkiye’de insan hakları üzerine
savunuculuk yapan ve ciddi anlamda yazılar yazan bir sosyolog. İnsan
Hakları İzleme Örgütü, Selek davasının siyasi motifli olduğu görülen
ve adil olmayan yargılama düzeninin en dikkat çekici örneklerinden
biri olduğu görüşünde.

Sinclair-Webb ‘e göre, eldeki delillerin hiçbir makul şüpheye yer
bırakmayacak şekilde Selek’in bir suç işlemediğini defalarca
göstermesine rağmen Selek’in bir suç işlemişçesine mahkum edilmesi
amacıyla 12 yıldır devam eden bu  kampanya,  adil yargılama
standartlarını benimsenmesi ve yargının bağımsızlığının sağlanması
açışından Türkiye’nin  önünde kat etmesi gereken çok uzun bir yol
olduğunu gösteriyor.

Davanın Geçmişi

1998 yılında, Selek 27 yaşında gözaltına alındığında, İstanbul’da bir
sokak sanatı projesi üzerinde çalışıyordu. 19 yaşındaki Abdülmecit
Öztürk de aynı dönemde gözaltına alınmıştı.  Haklarında açılan dava,
patlamanın bombadan kaynaklandığı yönündeki sürekli itiraz edilen bir
iddiaya ve Öztürk’ün sorgusu sırasında Selek’in suçlu olduğu yönündeki
beyanına dayanıyordu.  Öztürk sonrasında mahkeme huzurunda bu beyanını
geri çekerek, iddia ettiği suçlamayı polis işkencesi altında yapmaya
zorlandığını açıkladı. Selek de karakolda gözaltında bulunduğu sürede
ağır işkenceye maruz kaldığını iddia etmişti.

Emniyet raporları, ilk başlarda, bomba iddiasına pek ihtimal vermedi
ve patlamanın bir gaz kaçağından kaynaklandığını öne sürdüler. Ancak,
Selek ve Öztürk aleyhine suç ithamında bulunan savcı patlamayı
bombalama olarak tanımladı; bu iddia sonrasında farklı üniversite
bölümlerinden gelen bilirkişilerin hazırladığı üç farklı rapor
tarafından yalanlandı. Adli Tıp Kurumu’nun ilk etapta 1. İhtisas
Dairesi’nden sonrasında Genel Kurulu’ndan alınan otopsi raporları
ölümlerin bombadan kaynaklandığına dair herhangi bir delil tespit
edemedi.

Öztürk, aleyhindeki bütün suçlardan beraat ettirildiğinde ve beraat
kararı Yargıtay tarafından onandığında, yargılamayı yapan alt mahkeme
Öztürk’ün Selek aleyhindeki beyanının delil olarak kabul edilemeyeceği
hükmüne vardı. Bu beyanın dışında, Selek ve patlama arasında bağlantı
kuran hiçbir delil, ifade ya da adli kanıt sunulamadı.

Öztürk’ün halası tarafından verildiği iddia edilen yazılı beyanda,
Öztürk’ün halası Selek’i evini ziyaret eden bir şahıs olarak teşhis
etti. Ancak Öztürk’ün halasının mahkemede Türkçe değil sadece Kürtçe
konuşabildiğinin anlaşılması üzerine bu yazılı beyanın uydurma olduğu
ortaya çıktı ve Öztürk’ün halası ifadesinde polis tarafından içeriğini
bilmediği bazı belgeleri imzalamaya zorlandığını söyledi. Öztürk ve
halası, mahkeme huzurunda Selek’le hiç tanışmamış olduklarını beyan
ettiler.

Daha fazla bilgi için:

İstanbul, Emma Sinclair-Webb (İngilizce, Türkçe): +90-538-972-4486
Londra, Benjamin Ward (İngilizce): +44-20-7713-2778; or +44-796-883-7172 (cep)
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process