İki ayrı Ulusal Fransız Derneği olan Sosyoloji Öğretim Üyeleri ve Araştırmacıları (ASES) ile Fransız Sosyoloji Derneği (AFS) adına, on üç yıldır hukuki zulüm kurbanı olan meslektaşımız Pınar Selek’e destek olmak için burada İstanbul’dayım. Pınar Selek, işlemediği ve tüm bilimsel uzmanların da gösterdiği üzere asla gerçekleşmemiş suçlarla itham ediliyor. Terörizm suçlamalarının arkasında aslında suçlandığı şey ise bir sosyolog olarak yaptığı araştırmalardır.

Sosyoloji bir bilimdir ve bu gerçek rahatsız eder. Sosyoloji “toplumsal sorunlara” odaklanır, böylelikle de ne büyülü ne de uydurma bir toplum tasavvuru sunar. Üstelik toplum kendisinin olumlu, uyumlu ve harikulade bir tasavvurunu sunsa bile, sosyologlar gerçeğe bağlı kalır, toplumun daha az görkemli yönlerini gösterirler.

Sosyoloji bir bilimdir ve bu gerçek rahatsız eder çünkü sosyoloji bir araştırma bilimidir. Sosyoloji topluma dair resmi söylemlerin karşısına bilimsel veriler koyar.

Pınar Selek sosyolog olarak kariyerine başladığından beri fikir ayrılıklarına neden olabilecek zor konular üzerinde çalışmıştır. 1996’dan bu yana, marjinalleştirilmiş topluluklar, sokak çocukları, transseksüeller, vb. konularla ilgilenmektedir. Fakat hiç şüphesiz bir tabu olan iç savaş meselesi olarak görülen Kürtler hakkındaki araştırması nedeniyle Türkiye Devleti içindeki gerici gruplar tarafından rahat bırakılmamaktadır.

He ciddi akademisyen ve sosyoloğun yapacağı gibi, Pınar Selek de Kürtlerin taleplerini ve PKK içindeki kadınların ve erkeklerin adanmışlık sebeplerini anlamaya çalışmıştır.  Bunun için, onların arasında araştırma yapmak, özellikle sosyolojik görüşmeler yapmak ve yapay söylemler yerine samimi sözleri derlemek onun için gereklilik olmuştur.

Pınar Selek’in yaptığı şey bilimsel araştırma protokolüne ve mesleğimizin adli soruşturma değildir ve Pınar Selek kendisine işkence eden polis memurlarına bu nedenle görüştüğü kimselerin adlarını vermemiştir. Herkes için temel bir hak olması gereken ilkelerden birine, bilimsel araştırma özgürlüğüne, saygı göstererek son derece cesurca davranmıştır.

Tüm bu nedenlerden ötürü Fransız sosyologları ve uluslar arası sosyoloji derneği, eğer Pınar Selek’e yöneltilen hukuki ve siyasi tacizin devam ettirilecek olursa bunu anlamakta büyük zorluk çekecektir. Bizler bu mahkemeden, bu davanın başından beri aşikar olan ve yasal olarak da iki kere beyan edilen sonucu onaylamasını bekliyoruz: Pınar Selek, kendisine yöneltilen tüm suçlamalar konusunda masumdur.

ASES Başkanı            

Frédéric NEYRAT