Pınar Selek, “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” isimli çalışmasının ilham kaynağının, “bir bebekten katil yaratan zihniyeti” sorgulama süreci olduğunu söylüyor ve bu çalışmada toplumsal cinsiyet kurgusu içerisinde yer alan ve erkekliği inşa eden sünnet olma ve askerlik gibi pratiklere bakarken askerlik eğitimi almış erkeklerin deneyimlerinden yararlanıyor. “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” militarizmin, toplumsal cinsiyet içerisinde erkekliği inşa eden rolü yanında, milliyetçilik ideolojisi ile ayrılmaz bağlılığını da gözler önüne seriyor. Zorunlu askerlik hizmetine tabi tutulan her birey, militarist kültürün etkisi altına giriyor. Böylece sorgulama yapmadan itaat etme hali, tek tipleşme, hiyerarşik yapı ve şiddet uygulamaları erkekler tarafından içselleştiriliyor. Selek’in yaptığı saptamalardan hareketle, militarist öğelerin sadece askerlik kurumunda değil, aile ve eğitim kurumu içerisinde de yeniden üretildiğini söylemek mümkündür. Feminist politikanın militarizm ve milliyetçilik tarafından inşa edilen kadınlık ve erkeklik rolleri üzerinden geliştirdiği yaklaşımlar çerçevesinde gerçekleştirilen toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair çalışmalarda, sözü edilen kurumların da incelenmesi gerekiyor. Kıbrıs’a iki toplum arasında yaşanan çatışmalar ve sonrasında gerçekleştirilen askeri harekâtlar sonucunda oluşturulan militarist yapının Kıbrıslı Türkler üzerindeki etkisi azımsanmayacak boyuttadır. 1974 yılında adanın fiili olarak bölünmesinin ardından, kuzeydeki yönetim üzerinde egemenliğini kuran Türk milliyetçiliği, birçok kurum içerisinde militarist kültürün meşrulaştırılmasına neden olmuştur. Bu bakımdan milliyetçilik ve militarizm ideolojilerinin adada yarattığı enkazın sorgulanması önemlidir.
Feminist Atölye olarak, 8 Mart haftası etkinlikleri çerçevesinde, Naci Talat Vakfı’nda 5 Mart 2012 tarihinde, saat: 19.00’da “İtaat, Şiddet ve Tek Tiplik Kıskacında Erkek Olmak” isimli bir panel gerçekleştiriyoruz. Bu panel ile bir yandan militarizmin, toplumsal cinsiyet kurgusu sonucunda ortaya çıkardığı erkeklik halleri, şiddeti meşrulaştırıcı yapısı, bireyleri tek tipleştirmesi, yarattığı itaat kültürü ve milliyetçilik ideolojisi ile bağlantısını sorgulamaya açarken, öte yandan da tüm halkımızı Pınar Selek ile dayanışmaya ve “Pınar Selek'e tanığız!” demeye davet ediyoruz.