Pınar Selek
Pınar Selek'e Fransa'dan destek
24.7.2012

Pınar Selek'e Fransa'dan destek

Akademik araştırma ve eğitim özgürlüğü üzerine yoğunlaşan Fransa GIT İnisiyatifi Pınar Selek ’in 1 Ağustos’ta yapılacak yeni duruşması hakkında bir bildiri yayımlayıp, “Çoktan bitmiş, kapanmış bir dava olsa da 14 yıldır sürüyor” yorumu yaptı.

Selek’in PKK militanları üzerine çalışan bir akademisyenken ‘muhbir vatandaş’ görevini kabul etmediği için 14 yıl önceki Mısır Çarşısı patlamasının faili olarak gösterildiği belirtilen açıklamada, “Bu davanın kapanmış olması gerekiyordu, zira Pınar Selek ’i suçlayan kişi ifadesinin işkence altında alındığını belirtmiş ve kendisi de beraat etmişti. Bu davanın bitmiş olması gerekiyordu çünkü bilirkişi raporlarının hemen hemen hepsi patlamanın tüpgaz kaynaklı olduğuna işaret ediyordu. Bir iki tanesi ise patlamanın kaynağını belirleyememişti. Ve elbette bu davanın çoktan unutulmuş olması gerekiyordu zira patlama günü Pınar’ın orada olduğuna dair hiçbir delil, tanıklık yoktu” denildi.
Mahkemenin de üç kez beraat kararı verdiği ancak her defasında Yargıtay’ın bu kararları bozduğu hatırlatılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

Pınar Selek davası bir insan hakları savunucusunu, bir bilim insanını sindirmek için sürdürülen bir davadır. İşte tam da bu yüzden artık Pınar Selek davası büyük ‘D’ ile yazılmalıdır. Aynen 120 yıl önce, yalancı şahitlerle, üretilmiş delillerle, hükümete bağımlı bir yargıyla, milliyetçi ve ırkçı kamuoyunun kışkırtılmasıyla bir devlet komplosu haline gelen Dreyfuss davası gibi. Bu dava Pınar Selek ’in şahsını aşan bir davadır. Bu dava Türkiye ’de düşünce özgürlüğünün, araştırma özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün kısacası demokratikleşmenin davasıdır. Türkiye , Avrupa ve dünya kamuoylarını Selek’in yanında dik durmaya davet ediyor, Türkiye ’deki temel hak ve özgürlükleri savunmaya çağırıyoruz. (GIT Fransa / http://www.gitfrance.fr)”

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1095093&CategoryID=81

GIT Fransa'nın yaptığı açıklamanın tam metni aşağıdadır:

1 Ağustos’ta Pınar Selek Davası
tekrar hakim karşısında


Bitmeyen, bitirilmeyen Pınar Selek davasında 1 Ağustos’ta Çağlayan adliyesinde tekrar bir duruşma olacak. İstanbul’un boşaldığı, yaz ve Ramazan rehavetinin çöktüğü bir günde, 14 senedir süren taciz devam edecek. Pınar Selek Davası çoktan bitmiş, kapanmış bir Dava olsa da.


Pınar Selek 14 sene önce Mısır Çarşısı’na “bomba” koymakla suçlandı ve basına da böyle yansıtıldı. Aslında Pınar Selek’in iktidarın ve dolayısıyla yargının hedef tahtasına konulmasının sebebi bir sosyolog olarak PKK militanları üzerine çalışması ve “muhbir vatandaş” görevini kabul etmemesiydi. Ayrıca Pınar Selek Türkiye toplumunun kıyıya itilmiş bütün gruplarını savunan, Kürtleri, azınlıkları, sokak çocuklarını, kadınları, travestileri kendine dert edinen başlı başına bir muhalefetti.


Bu Davanın kapanmış olması gerekiyordu, zira Pınar Selek’i suçlayan kişi ifadesinin işkence altında alındığını belirtmiş ve kendisi de bu davadan beraat etmişti. Bu Davanın bitmiş olması gerekiyordu çünkü bilirkişi raporlarının hemen hemen hepsi patlamanın tüpgaz kaynaklı olduğuna işaret ediyordu. Bir iki tanesi ise patlamanın kaynağını belirleyememişti. Ve elbette bu Davanın çoktan unutulmuş olması gerekiyordu zira patlama günü Pınar’ın orada olduğuna dair hiçbir delil, tanıklık yoktu.


Zaten bütün bunlar göz önünde bulundurularak mahkeme üç kere beraat kararı verdi. Yargıtay üç kere kararı bozdu. Bu arada Pınar Selek hapiste süründürüldü, işkence gördü, ‘hayata dönüş operasyonu’nu yaşadı, ailesi tacize uğradı.


Pınar Selek Davası bir insan hakları savunucusunu, Türkiye’de toplumun çeperleri üzerine yapılan sosyolojiyi devrim niteliğinde eserlerle değiştiren bir bilim insanını susturmak, sindirmek için devam ettirilen bir Davadır. Pınar Selek bir bilim insanı olarak bütün çalışmalarında çalışma konusuyla gereken mesafeyi koruyabilmiş bir sosyologtur. Ancak tarafsız olmayı reddeder. Tarafsızlık uğruna haklıyı, ezilmişi savunmamayı reddeder. Aynı Jean Paul Sartre’ın gerçek bir entelektüelin görevinin yazılan tarihin bir parçası olması gerektiğini düşündüğü gibi.


İşte tam da bu yüzden artık Pınar Selek Davası büyük ‘D’ ile yazılmalıdır. Aynen 120 yıl önce, yalancı şahitlerle, üretilmiş delillerle, hükümete bağımlı bir yargıyla, milliyetçi ve ırkçı kamuoyunun kışkırtılmasıyla bir Devlet komplosu haline gelen Dreyfuss Davası gibi.


Bu Dava Pınar Selek’in şahsını aşan bir davadır. Bu Dava Türkiye’de düşünce özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün, araştırma özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün kısacası demokratikleşmenin davasıdır. Şahsını aşan bu Dava sürecinde Pınar Selek sürgünde yaşamaya zorlanmış, üç kere beraat ettiği bir davada her an tutuklanma, işkence görme gibi Demokles kılıçları başının üzerinde sallanır olmuştur.


Türkiye, Avrupa ve Dünya kamuoylarını Pınar Selek’in yanında dik durmaya davet ediyor, Türkiye’deki temel hak ve özgürlükleri savunmaya çağırıyoruz.





Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process