5.10.2009
Van’ın Saray İlçesine bağlı Kapıköyü… Sıdıka , 2001’de evlendirildiği kocası Faruk’tan her gün dayak yiyor. Kan reva içinde kendi ailesine , köy muhtarına yaptığı şikayetlerden , hep kös kös eve yollanıyor. 2004’de dayanamayıp baba evine dönüyor. Koca öyle tehditler savuruyor ki, korkudan yine koca evine gidiyor… Sille tokat devam… Birkaç gün önce herifin ailesi, alın kızınızı yoksa bu koca bunu öldürecek diye Sıdıka’nın ailesine haber salıyor. Aile jandarmaya haber veriyor. Jandarma eve girdiğinde Sıdıka yerde kan içinde baygındır. İlkel yaratık kızın kulağını kesmiş. Sıdıka , Van Yüzüncü Yıl Üniversite Hastanesine kaldırılıyor. Gözaltına alınan herif ise serbest bırakılıyor! 9 Yıl şiddet uyguluyor, silahlı saldırıda bulunuyor, dönüşü olmayan hasar bırakıyor ve serbest bırakılıyor.
“Son gelişmeler ışığında, Ufuk Uras, Baskın Oran, Cengiz Algan, Ahmet İnsel, Mebuse Tekay, Oya Baydar, Aydın Engin, Mithat Sancar, Sezgin Tanrıkulu, Türk İntikam Birliği Teşkilatı’nın kara listesinin üst sırasına, komutanımız Savaşan Atsız’ın talimatı ile alınmıştır.
Türk İntikam Birliği Teşkilatı’nın kara listesinde yer alan imha edilmesi gereken öncelikli Türk düşmanları’nın artması sonucu, adı geçen Türk düşmanları’nın imhası için 27 Türkçü şehir savaşçısı, komutanımız Savaşan Atsız tarafından görevlendirilmiştir. Türk Irkına ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan her saldırı şiddetle karşılığını bulacaktır! Yaşasın Irkçı Türkçü direniş hareketi, TİBT / Türk İntikam Birliği Teşkilatı! Yaşasın Türkçü komutanımız Savaşan Atsız ve Türkçü şehir savaşçıları! Ya Türkçü Devrim, Ya Ölüm!”
Kendilerine “Türk İntikam Birliği” adını veren bir kuruluşun, “idam fermanlarınızı kendi ellerinizle imzalamış bulunmaktasınız” diye başlayan iğrenç mektubun bir bölümü bu.
Adı geçenlerin kimi arkadaşım, kimini tanımam; düşüncelerim, duyarlığım onlarla uyuşabilir ya da çakışabilir, hiç önemli değil. Bir ülkede böyle tehdit mektupları yazılıyor, yollanıyor, yayınlanabiliyor ve bunları yapanlar ortalıkta serbest dolaşabiliyorsa, hepimiz ama hepimiz , bütün millet büyük tehlikedeyiz demektir!
Sosyolog ve edebiyatçı Pınar Selek
Birbiriyle hiç ama hiç ilgisi yokmuş gibi görünen yukarıdaki iki örneği, özellikle bir araya getirdim. İkisi de bir bütünün parçaları…
Eğer şu son günlerde bu iki olayla sarsılmasaydım, bugün bu köşe sadece Pınar Selek’in yazarlığına ve araştırmacılığına ayrılacaktı. Bakmayın bir komploya düşürülüp 2 yıldan fazlasını hapiste, on bir yılını mahkemelerde geçirdiğine, o çalışmaktan, üretmekten, sorgulamaktan ve araştırmalarını sürdürmekten hiç vazgeçmedi! Karınca bile inciltmeyi aklından geçiremeyen, tüm yaşamını savaş karşıtlığına, şiddet karşıtlığına adamış bir insanı “bombacı” diye yaftalamak, davadan iki kez beraat etmesine karşın hala onunla uğraşılması, sakın Pınar’ın bu “vazgeçmemesi”nden kaynaklanmasın!
Hiç unutmuyorum, geçen yıl yayınlanan “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” başlıklı kitabında (İletişim yayınları) Pınar Selek çıkış noktasının, hani televizyonlarda hepimizin gördüğü bir sahneden, bir bakıştan , bir andan kaynaklandığını söylüyordu. Hani, mahkeme kapısında katil zanlısının “Akıllı Ol !” diye tehdit savurduğu an… Kitabında Türk toplumunda erkek kimliğinin oluşumunu araştırırken, şiddet ve iktidar ilişkisini de irdeliyordu. Çeşitli kurumların, örneğin askerliğin bu kimliği nasıl etkilediğini ortaya koyuyordu. Bu kitabı okumuş biri olarak yukarıda sözünü ettiğim tehdit mektubunda da o “Akıllı Ol” bakışını yakalamamak imkansız!
Yine feminist bakış açısıyla Pınar Selek’in önayak olduğu bir başka ürün birkaç gün önce kamuoyuna sunuldu. AMARGİ’nin yayınladığı “Kadınlar Dile Gelince “…
Türkiye’nin ilk feminist Kitapevi Amargi’de sürdürülen okuma atölyelerinden sonra ortaya çıkan kitap, Jane Austen’dan, Yakup Kadri’ye, Halide Edip’e Flaubert’den Virgina Woolf’a , Adalet Ağaoğlu’na, atölyeye katılanlar tarafından feminist bir bakışla irdeleniyor. Edebiyattan yola çıkarak günümüze de bakan kitap Sevgi Soysal’a adanmış. Gerçekten kadınlar dile gelmiş! Müthiş yaratıcı, irdeleyici, harika bir okuma! Pınar Selek ‘e, Amargi’ye, kitabı yayına hazırlayan Aslı Güneş’e sonsuz teşekkürler.
İki kitap ve yukarıdaki iki örnek… Sözünü ettiğim kitapları okuduktan sonra , şiddetin neresindeyiz sorusuna daha bilinçli yanıt verebilirsiniz.
Zeynep Oral
Cumhuriyet- 2 Ekim 2009