22.1.2010

 

Kebire Yıldız / Bremen

Sosyolog ve feminist yazar Pinar Selek, "Veranstalterin FLTQ laden Mafalda" adlı feminist kuruluşun davetlisi olarak 20 Ocak 2010 Çarşamba günü Bremen’e geldi.
Selek, saat 19.00'da," Sürüne Sürüne Erkek Olmak" adlı kitabının tanıtımını, çok sayıda kişinin katılımıyla Lage haus’da yaptı.
Bremen kentinde, Feminist Birliğin yoğun ilgisiyle karşılaşan Pınar Selek, konuşmasında şunları söyledi:" Kitabın konusu Türkiye’de erkekliğin oluşumu… Türkiye bağlamında erkeklik, hangi kurumlar tarafından nasıl üretiliyor, bu üretim sonucunda nasıl bir varlık oluşuyor? Bu varlığı feminist bir pencereden nasıl analiz edebiliriz? Bu sorulara hep birlikte yanıt verelim.“
Feminizmi, kadın hakları savunuculuğu değil, bir özgürlük projesi ve özgürlük politikası olarak tanımladığını vurgulayan ve "cinsiyetçiliğin özellikle kadınları ve tüm toplumu ne hale getirdiğine bakmak, bunu eleştirmek ve özgürlük için politika yapmaktır“ diyen Selek, sözlerini "İktidar ilişkileri iç içe işliyor. Benim feminizmimin kilit sözü bu. Cinsiyetçilği, milliyetçilikten, kapitalızmden, heteroseksizmden, ırkçılıktan, militarizmden, doğa üzerindeki insan tahakkümünden kopuk ve bağımsız ele almam çok zor. Bu sistemler, birbirlerinin yanında, altında ya da üstünde değil, birbirleriyle içiçeler" şeklinde sürdürdü.
Selek, kitabın içeriğine ilişkin olarak: "Askerlik sürecinde, erkeklerin siddeti nasıl öğrendiklerini, disipline edilerek hiyerarşik topluma nasıl hazır edildiklerini, nasıl aşağilandıklarını, devlet dersiyle mezun olduktan sonra nasıl zavallı bir varlığa dönüştüklerini anlatıyorum." diye başladığı konuşmasını şu sorularla bitirdi: "Almanya'da erkekler nasıl "adam" oluyorlar? Nasıl hizaya sokuluyorlar? Şenlikle, şamatayla bastırılan gizli korkuları biliniyor mu? Türkiye'deki deneyime benzer ve farklı noktalar neler? Almanya'da askerlik zorunluluğu yok. Onun yerini hangi mekanizmalar aldı? Hangi itaat mekanizmaları görünmez bir biçimde işliyor? Burada kadınlar erkeklerden ne bekliyor? Ya toplum? Bu beklentiler İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra nasıl bir dönüşüm yaşadı? Devletin yenilgisi, kadınları ve erkekleri etkiledi mi? Günümüzde daha incelen, belki de bu yüzden daha derinlere giren cinsiyet rejimi nasıl işliyor? Avrupa ülkelerindeki Türkiyeli göçmenler nasıl bir erkeklik deneyimi yaşıyorlar? Hangi modeller çarpışıyor?"
Ağırlıklı olarak, bu soruların tartışıldığı toplantı, saat 23.00’a kadar devam etti. Etkinliği çok verimli bulduklarını belirten Bremenli feministler, bu toplantıyla sağlanan ilişkinin ve bilgi alışverişinin de devam etmesinden yana olduklarını dile getirdiler.