12.2.2010
Hukuk çiğneniyor
Herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz.
„Sürüne Sürüne Erkek Olmak“ kitabının yazarı sosyolog, feminist, yazar Pınar Selek, aleyhinde kanıt olmamasına rağmen uzun yıllar hapis yatabilir. Yıllarca süren örnek bir hukuk mücadelesi ile elde edilen beraat kararı, 9. Ceza Dairesi tarafından uyduruk gerekçelerle iptal edildi. Başsavcının da itirazını dikkate almayan Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 9. Daire’nin kararını onaylamakla ileride telafisi mümkün olmayacak bir karara imza atmış oldu.
Mısır Çarşısı Davası’nda yerel mahkemenin Sosyolog, feminist, yazar Pınar Selek için verdiği „beraat“ kararını bozan Yargıtay 9 Ceza Dairesi’ne yapılan itiraz, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’da reddedildi.
İtirazı yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay, 9. Ceza Dairesi’nin bozma gerekçelerini, kabul etmemişti. Türkiye’yi zorda bırakacağına kesin gözüyle bakılan dava konusunda gözler, beraat kararını veren yerel mahkemeye çevrildi.
1998 yılında Mısır Çarşısı`nda meydana gelen patlamaya ilişkin davada, çok tartışılacak bir karara daha imza atıldı. 11 yıldır süren davayla ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Sosyolog Pınar Selek hakkında verilen beraat kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararına yapılan itirazı reddetti. Henüz gerekçeleri öğrenilmeyen karar, 9 Şubat 2001 günü açıklandı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kararı 6’ya karşı 17 oy ile aldı.
Yıllar süren hukuk mücadelesi
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nde 23 Mayıs 2008 tarihinde görülen davada, savunmanın tek tek iddaları çürütmesi, yine patlamayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporlarından biri dışındaki 6 raporun, bomba olmadığına işaret etmesi üzerine Pınar Selek hakkında beraat kararı verilmişti.
Yerel savcının itirazı üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesi, önce „usul“den bozmuş, Mahkemin’in „beraat“ kararında ısrar etmesi üzerine „esas“tan bozmuştu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı, 2002’de olay oluşuyla ilgili hazırlanan bilirkişi raporu ile Abdülmecit Öztürk’ün poliste verdiği ve mahkemede reddettiği başka bir tanıkla da desteklenmeyen iddalarına dayandırmıştı. 9. Ceza Dairesi’nin esas aldığı rapor ise, davanın tarafları olmadığı halde müdahalede bulunan İçişleri Bakanlığı ve polisin isteği üzerine mahkemenin tayin ettiği bilirkişi raporu. Buna karşın hazırlanan diğer 6 bilirkişi raporu, patlamanın bombadan olmadığını kesin hükmediyor. Oysa 9. Daire’nin bozma gerekçeleri savcı tarafından defalarca gündeme getirilmiş ancak bunlar, savunmanın ortaya koyduğu deliler ile çürütülmüştü.
Başsavcı’dan 9. Daire’ye itiraz
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, diğer sanık Abdülmecit Öztürk`ün, polis ifadesini kabul etmemesi üzerine alınan ek ifadesinde eylemi Pınar`la birlikte gerçekleştirdiklerini söylediği, sanık Öztürk`ün bu şekildeki ifadelerinin yan delillerle desteklenmedikçe bir "ikrar“ olarak kabul edilemeyeceği belirtildi.
İtiraz başvurusunda, patlamanın bir bomba nedeniyle olup olmadığının maddi bulgularla ve bilimsel olarak kanıtlanamadığına dikat çekildi. Başsavcılık, bu nedenle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nin beraat kararının yerinde ve doğru olduğunu savunarak, Yargıtay 9. Ceza Dairesi`nin bozma kararının kaldırılmasını istedi.
Karar politik
Eylül 2009 tarihinden beri Yargıtay Genel Kurulu’nda bekleyen davaya ilişkin karar, 9 Şubat 2010 tarihinde açıklandı. Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 9. Daire`nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetti. Yargıtay Genel Kurulu’nun bu kararı ile üreten bir aydının daha uyduruk gerekçelerle cezaevine gönderilmesinin yolu açılıyor. Türkiye’yi zor durumda bırakacağı kesin gözüyle bakılan yüksek mahkemeninin bu kararı üzerine gözler, beraat kararını veren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çevrildi. Yerel Mahkeme Yargıtay’ın kararına direnirse, dosya tekrar YCK’nın önüne gelecek. Bu sefer, Selek’in avukatları duruşmalı olarak müvekkillerini savunacak. Davayı bilenler ve Pınar’a uzun yıllardır destek veren, kamuoyu kararı, hukuki değil, politik bir hüküm olarak nitelendiriyor.