Pınar Selek
BULUTLARIN ADALETİ
24.2.2010


PEN Duygu Asena Ödülü, Pınar Selek’in ‘Sürüne Sürüne Erkek Olmak’ adlı kitabına verilmiş.
Bu ödül bulutların ötesinden gelen bir dayanışmanın işareti olabilir mi?
Demek ki Duygu Asena’nın güzel yüreği de dayanamadı yaşananlara.
Demek ki on iki yıldır beklenen adalet en sonunda göklerden inmeye başladı.
Çünkü yeryüzünün acımasız kuralını öğrendik hepimiz.
Kim olduğumuzu, ne yaptığımızı başkaları ilan ediyor dünyaya.
Bize başka kimlikler, başka maskeler giydiriyorlar.  
Eğer güçsüzden yanaysanız,  sizi saldırgan ilan ediyorlar.
Dışlanmışları savunursanız, dışlıyorlar.
Barıştan söz ederseniz, sizden bir asker yaratıyorlar.
Bu yüzden ne olduğumuzu değil, ne olmadığımızı anlatmak zorundayız çoğu zaman.
Bize biçilen üniformayı yırtmaya çalışmakla geçiyor hayatlarımız.
Pınar Selek için de böyle olmadı mı?
Pınar’dan da bambaşka bir insan yaratılmadı mı?
İnsan sevgisinin,  coşkusunun, ışığının, merhametinin üzeri örtülmedi mi?
‘Sosyolog’ olması bile bir tür suç sıfatı gibi anılmaya başlamadı mı?
Geçtiğimiz hafta, yıllardır süren hukuk mücadelesinin son adımında Yargıtay Ceza Genel Kurulu, tam iki kez beraat ettiği Mısır Çarşısı davasında  -bozma kararı nedeniyle-  müebbet hapsini istedi Pınar Selek’in.
Oysa on iki yıldır zaten müebbet bir acı yaşatıyorduk Pınar’a.
Müebbet bir sağırlık, müebbet bir direniş.
Yetmez miydi?
1998’de  Mısır Çarşısında meydana gelen patlamada suçlanmış, tutuklanmış ve  iki buçuk yıl Ümraniye Cezaevinde kalmıştı. Tahliyesi ancak ‘Hayata Dönüş’ operasyonu sonrasında gerçekleşebilmişti.
Mahkemede beraat edeceği umuluyordu.
Çünkü mahkemenin atadığı bilirkişiler LPG patlamasını işaret ediyorlardı raporlarında.
Öyle de oldu.
2006 yılında mahkeme ‘patlama nedeninin bomba mı yoksa LPG mi olduğunun anlaşılamadığından cezaya gerek olmadığına’ hükmetti.
Ancak 2007 yılında Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu kararı bozdu. Yargıtay’ın bozma gerekçesi kararın hükmüne ilişkin değildi. Usul hatası yapmıştı yerel mahkeme.
Dava yeniden görüşülmeye başlandı.
2008 yılında yeni dava da beraat kararı verildi. Yargıtay’ın uyarısı doğrultusunda karar yazıldı: ‘Patlamaya bombanın mı yoksa LPGnin mi neden olduğunun tespit edilememesi, kesin delil bulunamaması gerekçesiyle’ bir kez daha beraat ediyordu Pınar Selek.
2009’da Yargıtay beraat kararını yeniden bozdu.
İşte bu bozma kararına dayanarak müebbet hapis cezası istiyor Yargıtay Ceza Genel Kurulu.
Ve arkadaşları bıkmadan usanmadan Pınar Selek’e biçilen rolün ardındaki gerçek Pınar’ı, anlatıyorlar dünyaya. İçten,  çekincesiz, aydınlık,  sevgi dolu, insan Pınar’ı.
Çünkü o da böyle yapmıştı yıllar boyunca.
Kimliklerle, etiketlerle sınıflandırılmış dünyanın ötesini görmüş, dünyayı tersten okumuştu.
Herkese suçlu dediği, hor gördüğü en alttakilerin;  sokak çocuklarının, kimsesizlerin, travestilerin, transseksüellerin baş tacı edildiği bir dünya kurmuştu. Etiketlerin ardındaki gerçek insanları anlatmıştı bize.
Pınar’a inanmamız da bu yüzdendir işte. Yaşadıklarına da tıpkı onun başka insanlara baktığı gibi bakıyoruz. Gerçeğini görmek için.
Kimdir bizim için Pınar Selek?
Önümüze etiketlenerek konan her insanın, her olayın daha derin ve gerçek bir özü olduğunu bize öğreten muhteşem kadın.
Pınar’ın gerçeğini anlamak bu kadar zor mu?

AYLİN GÖÇMEN
BİRGÜN - 23 Şubat 2010
http://www.birgun.net/writer_index.php?category_code=1196815740&day=23&month=02&year=2010&action=catlist
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process