Pınar Selek
Balbay, Selek
7.3.2010

Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay bir yıldır cezaevinde. Silivri’de bir başka gazeteci Tuncay Özkan ile birlikte Ergenekon sanığı olarak tutuklu. Meslek örgütlerinin ayağa kalktığı şekliyle tutukluluk şimdiden cezaya dönüşmüş durumda. Benzer süreci Vatan gazetesi İnternet yönetmeni Aylin Duruoğlu da yaşamıştı. 10 ay cezaevinde kaldıktan sonra mahkemece serbest bırakılmıştı.
Bir başka adalet istemi, Pınar Selek davasında yükseliyor. Mısır Çarşısı davasından beraat eden Selek, kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine yeniden yargılanacak. Senelerdir çektiği eziyeti tekrar yaşayacak.
Hala Tanığız Platformu üyeleri adına Deniz Türkali bir basın açıklaması yapmış: “Bugün gelinen noktada, ‘Eylemi yaptım’ diyen Abdülmecit Öztürk’ün beraatı kesinleşmiş, eylem hakkında hiçbir beyanı bulunmayan Selek ise hâlâ ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmak istenmektedir. Bu dava artık ‘Mısır Çarşısı Davası’ olmaktan çıkmış, ‘Pınar Selek Davası’na dönüştürülmüştür.
Pınar Selek içinden geçtiğimiz sürecin konjonktürü gereği kurban seçildi. Ve bu rolü sonuna kadar reddetti. Dava süreciyle ilgili ısrarla devam ettirilmeye çalışılan tutarsızlıklar ve hukuksuzluklar, toplum olarak bizi bir arada tutan adalet zeminini sarsmakta, sadece Selek’i değil hepimizin toplumsal varoluşunu tehdit etmektedir. O nedenle Selek kadar kendimiz için de adalet talep ediyoruz.”
Balbay’ın Cumhuriyet’teki sütununa dün “365 gündür tutuklu” notu düşülmüştü.
5 Mart 2009 tarihinde evinden alınan Balbay, 2003-2004 dönemi Ankara’sında “askerin rahatsızlığını” ifade eden notları nedeniyle, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten suçlanmıştı.
Dava ilerledikçe, bir gazetecinin olaylara tanıklığıyla, darbe sanıklığı arasında mesafe açıldı ve Balbay’ın tutukluluk süresi avukatlarının ve meslek örgütlerinin ifadesiyle “infaz”a dönüştü.
Balbay’ın tutuklandığı günlerde Cumhuriyet’te bir dayanışma gününe katılmıştık. Ertesi gün, “darbeye destekle” suçlandığı günlükleri yayımlandı.
Dava ilerledikçe görüldü ki, o notlar sadece Balbay’ın aleyhinde kullanıldı. Mahkeme aylar sonra, “Biz burada darbeyi mi yargılıyoruz?!” diye sorabildi. Çünkü ortada komutanlar yoktu?! Balbay’ın notlarında yer alan, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un “Birinci Ordu’dan ihtilal mektupları geliyor” sözleri bile ancak “Balyoz Darbe Planı” Taraf’ta yayımlanıp Çetin Doğan suçlandıktan sonra hatırlandı.
“Gazeteci çağının tanığıdır” düşüncesi böylece hayata geçmişti.
O tanıklıkta “gazetecilik eşiği”nin aşılıp aşılmadığı konusundaki tartışmayı meslek örgütlerine bırakmak ve “tanksız topsuz darbe”yi gerçekleştirme şansı, paşalardan daha az olan Balbay’ın tutuksuz yargılanmasına olanak tanımak yargının elindedir.
Adalet, hemen şimdi!..

DERYA SAZAK
Milliyet - 06.03.2010

http://www.milliyet.com.tr/balbay-selek/derya-sazak/siyaset/yazardetay/06.03.2010/1207664/default.htm?ver=73
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process