Pınar Selek
HUKUK’UN ŞAKAYA DÖNÜŞTÜĞÜ YER: PINAR SELEK DAVASI
12.3.2010

 

NİHAL BENGİSU KARACA

(HABERTÜRK)

 

‘Taş atan çocuklar’ meselesinde bir ümit ışığı doğdu.  Dün  Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yaptığı ziyaretler tarikiyle  CHP, MHP ve BDP de dahil olmak üzere 18 yaş altındaki çocukların, çocuk mahkemelerinde yargılanmasını öngören yasa tasarısı konusunda bir uzlaşma sağlanabildiği haberi geldi. Biraz olsun ferahladık, umarız gelişmeler umudumuzun yüzünü kara çıkarmaz. Zira ‘demokratik açılım’ bu türden ferahlamaların üzerinde yeşerecek, örselenmiş adalet duygularının onarıldığına ilişkin bir algı oluştuğu zaman hukuk devleti olma yönündeki standartlarımızın yükseldiğini söyleyebileceğiz. 

 

            Lakin devletin işini gücünü bırakıp bir kadının peşine düştüğü, ‘adaleti tesis etme’ nosyonunu ‘bir kadının burnunu sürtme’ gailesine dönüştürdüğü bir ülkede insan parlak bir tablo hayal edemiyor.  Zalimliğin en kötüsü ‘adaleti tesis ettiği’ yolundaki kamusal güvenceyi güç gösterisine dönüştürendir. Devlet 12 yıldır ‘Pınar Selek’e bunu yapıyor.

 

            Pınar Selek bu güç gösterisinin mağduru olarak adeta sembolleşti.  İşin acı tarafı adaletsizliğe ilişkin böylesine görkemli mağduriyet sembollerinin oluşturulduğu bir yerde,   hukuk ve vicdan gibi kavramlar hakkında ‘iddialı’ şeyler söylemenin de bir anlamı olmuyor.  

 

             Malumu ilan olacak ama hatırlatalım:  Pınar Selek 1998’de Mısır Çarşısı’nda  meydana gelen patlamadan dolayı adı ‘bombacı kız’a çıkarılmış bir sosyolog.  Pınar’a  yöneltilen suçlamaların kaynağı aynı suçlamadan yargılanan bir sanığın ifadesine dayandırılmaktaydı. Sanık ifadesini işkence altında verdiğini ve Pınar Selek’i tanımadığını  mahkemede ifade etmişti, daha da önemlisi bu ‘sanık’ beraat etti ve karar kesinleşti. Fakat aynı suçtan ‘beraat’ eden bu sanığın ‘işkence altında alınan ifadesi’ dayanak gösterilerek Pınar Selek’in mahkumiyeti isteniyor. Hem de müebbet!

 

            Oysa İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Pınar Selek için beraat kararı vermişti. Yargıtay 9. daire bu kararı bozduğunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı deliller ışığında beraat kararının onanması yönünde görüş bildirmişti,   Yargıtay Ceza Genel Kurulu bunları dikkate almıyor.

 

          

 

            ANTİ MİLİTARİST PINAR’A TERÖRİST DAMGASI!   

 

          

 

            Pınar Selek ise on yılı aşkın bir süredir ‘anti militarist’ olduğunu söyleyip duruyor. Şiddetin tamir edilemez ‘adaletsizlikler’ yarattığını anlatıyor, kadına karşı şiddet eylemlerinin içinde yer alıyor, faili meçhul yakınları ile ilgileniyor, sokak çocuklarına kol kanat gererken görülüyor, başörtüsü yasaklarını eleştiriyor, hatta eleştirisini başına örtü alarak şeddeliyor.  Yaşamakla yetinmeyip yaşatmaya adanan bir ömür nasıl olursa, o ömre yaraşır bir gülümsemeyle perçinliyor kararlılığını. Devletimiz, bu kararlılığa gıcık oluyor.

 

            Hukuk devletimiz ise Pınar Selek’in ‘sosyolojik araştırma yapma’ adı altında örgüt üyeleriyle temasa geçip bomba imal ettiğine inanıyor.

 

            Böyledir zaten; tehlikeli alanlarda dolaşıp araştırma yaparken sırtını ya ‘ağa’ya ya ‘dayı’na, ya derebeyine, ya bir ‘dini gruba’, ya ‘Emniyet’e ya ‘Asker’e ya da sahiden ‘örgüt’e yaslamalısındır. Sırtını sağlama almazsan adın sahiden çıkar. Çünkü böylesi alanlarda ‘bilimsel araştırma’ diye bir şey yoktur; ‘propaganda’ vardır, kimin propagandasına hizmet edeceksen, onun korumasını alıp yola öyle çıkar, sana açılan güvenli koridorda hareket eder, evine dönersin. Bu tür kritik hayat memat, devlet-örgüt çatışmalarında, ‘objektif araştırma’nın sonu, elde ettiğin gerçekliğin her tarafı rahatsız etmesi, ve sonuç itibariyle ebedi rahatsızlığa mahkum edilmendir.

 

            Başka örneklerini de görmüştüm. Araştırmanın örgütün aleyhine bir takım veriler içerdiği anlaşılınca hatun kişinin –yine bir kadın- ismi  bizzat örgüt tarafından   yetkililere sızdırılmış, oluşan karışıklıkta bir ulusal gazete de yanıltılmış ve  sözkonusu kişinin ‘bombacı’ olduğuna dair bir haber bile yayınlanmıştı. 

 

            Bu şartlarda, elbette hukuk devletimize değil, Pınar Selek’e inanıyorum! Kaldı ki, Selek’i aklayacak deliller sabit iken, bunlardan çok daha fazlası, mahkemeye sunulması mümkün olmayan yerde: Pınar’ın yaşamında.

 

            Bu yaşamın 12 yıldır o kabus senin bu kabus benim sürüklenmesini, gücünün ve direncinin kırılması için ne gerekiyorsa yapılmasını ise utanç verici buluyorum.     

 

 

--

Nihal Bengisu Karaca

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process