Pınar Selek
Günter Grass'tan Pınar Selek'e destek
15.4.2010


Günter Grass'tan Pınar Selek'e destek

15/04/2010 10:46

Nobel ödüllü Alman edebiyatçı Günter Grass, 1988'da Mısır Çarşısı'nda meydana gelen patlama nedeniyle ömür boyu hapis cezası ile yargılanmasını istediği sosyolog Pınar Selek'e destek çıktı.


Hasan ÖRNEKOĞLU

İSTANBUL- Nobel Ödüllü Alman Yazar Günter Grass, 1988'da Mısır Çarşısı'nda meydana gelen patlama nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun ömür boyu hapis cezası ile yargılanmasını istediği sosyolog Pınar Selek'e destek çıktı. Grass, Pınar Selek'in Almanya'da yaşamak için kendilerine başvurduğunu ve üyesi olduğu Alman PEN'in Selek'in bu cezayı almaması için girişimlerde bulunacağını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da, bu davanın gelmiş olduğu aşamadan derin üzüntü duyduğunu, Selek’in aklanarak çıkmasını tüm kalbiyle temenni ettiğini söyledi.

Ertuğrul Günay, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu tarafından finanse edilen "Kültür Köprüleri" programı çerçevesinde Alman Yazar Günter Grass ve Yaşar Kemal onuruna, Tarabya’daki Alman Büyükelçiliği Yazlık Rezidansı’nda gerçekleştirilen "Avrupa Edebiyatı Türkiye’de -Türk Edebiyatı Avrupa’da" adlı projenin resepsiyona katıldı. Günay, burada yaptığı konuşmada, ‘Türk Edebiyatını Dışa Açmak Projesi’ kapsamında çok sayıda Türk eserinin Almanca’ya çevrilmesi konusunda bakanlık olarak bir girişim yaptıklarını ve oldukça iyi sonuçlar aldıklarını söyledi.
Türk ve Alman edebiyatının dünyaya mal olmuş iki büyük temsilcisi Yaşar Kemal ve Günter Grass’ın himayesinde bu resepsiyonun düzenlendiğini ifade eden Günay, bu kampanya boyunca kültürlerin birbirini tanıması konusunda çok sayıda karşılıklı etkinliğin yapıldığını, çok sayıda yazarın çeşitli ülkeleri gezdiğini belirtti.

Günay, bundan sonraki aşamada Türkiye’den Buket Uzuner, Özdemir İnce, Perihan Mağden, Ayşe Kulin, Şebnem İşigüzel, Adalet Ağaoğlu, Mario Levi, Ahmet Ümit, Sema Kaygusuz, Elif Şafak, Hasan Ali Toptaş, Alper Tunç’un da aralarında bulunduğu 16 yazarın Sofya, Brüksel, Bükreş, Viyana gibi Avrupa kentlerinde Peç ve Essen de bulunacaklarını kaydetti.

"Ülkeler arasındaki en sağlam köprünün kültür köprüsü olduğuna inanıyorum" diyen Ertuğrul Günay, "Almanya ile bizim aramızdaki ilişki bu açıdan son derece önemli. Bir küçük Avrupa devleti nüfusu kadar Almanya’da Türk yaşıyor. Türklerin orada edebiyatta da bilinmeleri, dileri ve kültürleriyle iyi bir temsile kavuşmaları bizim Avrupa serüvenimizde özel bir yer ve anlam taşıyor. ‘Türk Edebiyatını Dışa Açmak’ projesi kapsamında çok sayıda eserimizin Almanca’ya çevrilmesi konusunda bakanlık olarak bir girişim yaptık ve oldukça iyi sonuçlar aldık ama bu kadar büyük bir Türk nüfusunun yaşadığı Almanya’da çok daha fazla Türk kültürünü doğru tanıtma etkinliğine daha fazla ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" dedi.

Alman edebiyatçı Günter Grass da, kendisinin Almanya PEN üyesi olduğunu ve PEN'in Pınar Selek ile ilgili bir karar aldığını belirtti. Pınar Selek’in halen devam eden dava nedeniyle Türkiye’de ömür boyu hapis cezasıyla yargılandığını belirten Grass, Selek’in Almanya’da yaşamak için kendilerine başvurduğunu ve bu talebi kabul ettiklerini ifade etti. Grass, "Pınar Selek’i kabul ederek, alacağı ömür boyu hapis cezası için kendisine destek vermeye çalışıyoruz" dedi.

BÜYÜK İKRAMİYE KAZANMAK DAHA KOLAY
Bunun üzerine Ertuğrul Günay, bu davanın gelmiş olduğu aşamadan derin üzüntü duyduğunu, Pınar Selek’in aklanarak çıkmasını tüm kalbiyle temenni ettiğini belirtti. Günay, "Mahkemelerden olumlu karar çıkarmak milli piyangodan büyük ikramiye çıkarmaktan daha kolay değildir" dedi.

Resepsiyona, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Eckart Cuntz, Türk-Alman İşadamları Kültür Vakfı Başkanı Yekta Kara ve Goethe Enstitüsü İstanbul Müdürü Claudia Hahn-Raabe, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Hızlan, Zülfü Livaneli ve çok sayıda davetli katıldı.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=991667&CategoryID=82

 

***

'Türkiye artık geçmişiyle yüzleşmeli'

15/04/2010 07:25

Avrupa Edebiyatı Türkiye'de projesi için İstanbul'a gelen Günter Grass, 'Türkiye tabularının üzerine gitmeli. 1915-1916 yıllarında Ermeni toplumuna yapılanla Türkiye ne zaman yüzleşecek? Biz bunu yaptık, Türkiye'nin de yapması, AB yolunda önemli bir adım olacaktır' dedi



CEM ERCİYES


İSTANBUL - Alman dilinin yaşayan en büyük yazarlarından Günter Grass, Türkiye’ye geldi ve dün geceki basın toplantısında Türkiye siyasetine ilişkin çarpıcı sözler söyledi. Nobel ödüllü Grass’a kendisi gibi büyük bir yazar, Yaşar Kemal eşlik etti. Günter Grass konuşmasında “Türkiye tabularının üzerine gitmeli ve 1915-1916 yıllarında Ermeni toplumuna yapılanlarla yüzleşmeli” dedi.
Günter Grass İstanbul’a, ‘Avrupa Edebiyatı Türkiye’de Türkiye Edebiyatı Avrupa’da’ projesinin Türkiye finali için geldi. Bugün, saat 15.00’te Harbiye’deki Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda Türkiyeli okurlarla buluşmadan önce, dün gece projeyi düzenleyenlerle birlikte bir basın toplantısı yaptı. Almanya Büyükelçisi Echart Cuntz, AB Büyükelçisi Marc Pierini ve Goethe Enstitüsü müdürü Claudia Hahn Raabe’nin kısa konuşmalarının ardından sözü Yaşar Kemal aldı. Yaşar Kemal, 1997’de Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü’nü aldığında kendisi için bir konuşma yapan, daha sonra da çeşitli toplantılarda birlikte oldukları dostu Günter Grass’ı “Dünyada böyle bir yazar daha kalmadı” sözleriyle takdim etti. Yaşar Kemal Günter Grass için şunları söyledi:
“Ben angaje bir yazarım, bunu daha önce çok söyledim. Bununla övünüyorum. Barışa angajeyim, savaşa karşı angajeyim. Günter Grass da benim gibi bir yazardır, hatta benim angaje olmayı öğrendiğim bir adamdır. Türkiye’ye geldiği için çok memnunum, hoş geldi sefalar getirdi.”
Yaşar Kemal’in ardından söz alan Günter Grass kendinden ve ülkesinden yola çıkıp, Türkiye’ye yönelen ve hakikaten ne kadar angaje olduğunu gösteren cesur bir konuşma yaptı. Günter Grass şunları anlattı:

* Yaşar Kemal benim çok eski arkadaşımdır. Ne ben Türkçe bilirim ne de o Almanca. Birbirimizi kitaplarımızı okuyarak tanıdık. Ben Polonya’daki Gdansk’da doğdum, Yaşar Kemal Çukurova’dan geliyor. İkimiz de megalomani düzeyinde yazdıklarımızın ortasına dünyanın bu küçücük yerlerini koyduk, kendi hikâyelerimizi anlattık.

* Ben 1945’te 17 yaşındaydım. Nazi ideolojisinin etkisinde kalmıştım. 12 yıl boyunca Nazilerin yaptığı vahşeti kabul etmek istemedim. Bunları yapmış olamayız dedim. Sonra kanıtlar gelmeye başladı, yapılanlara dair fotoğraflar gördüm. Sonra bunları kabul etmeyi öğrenmek zorunda kaldım. Ben ve neslim için kolay olmadı. Ama Almanya’da bu yapıldı. Bunu kabul etmek istemeyenler, ‘saptırıyorsunuz’ dedi ama geçmiş hep geldi bizi buldu. Türkiye’de de geçmişten kalan ağır bir yük var. Türkiye, 1915-1916’da Ermeni toplumuna yapılanlarla ne zaman yüzleşecek? Türkiye’nin de bunlarla yüzleşmesini ve Avrupa toplumuna ait olmasını istiyorum. Tabuların üzerine gitmek lazım. Nerede bir tabu varsa bunun üzerine gitmek lazım. Biz bunu yaptık, Türkiye de yapmalı.

* Bir ülkenin tarihten gelen yüküyle yüzleşmesinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Pınar Selek hâlâ mahkemelere çıkmak zorunda. Bir Ermeni gazeteci öldürüldü. Ama o öldüğünde yüzbinlerin yürüdüğünü hatırlıyorum. Türkiye’de bu değişim başlamıştır ve hiçbir diplomatik ve siyasi süreç bunu durduramaz. Bu Türkiye’nin Avrupa Birilği’ne giden yolda atacağı ilk adımdır.

* Bugün katıldığım bir üniversitedeki söyleşide de bir öğrenci ‘geçmişi geçmişte bırakalım ve geleceğe bakalım’ düşüncesini dile getirdi. Bunun yersiz olacağını düşünüyorum. Bunları biz Almanya’da da çok duyduk. Ama çok dikkatli olmak lazım. 1970’te Willy Brandt Polonya’ya gitmişti ve binlerce kişinin toplama kampına gönderildiği yerde diz çöktü ve Polonyalılardan özür diledi. Bu Almanya’da pek çoklarının tepkisini çekti ama Polonyalılar çok rahatladı. Böyle bir jestin, Ermeniler’den özür dileminin zamanının geldiğini düşünüyorum.

* Dikkat ederseniz ben soykırım kavramını kullanmıyorum. Bence Türkiye bu olayları nasıl adlandıracağına kendi karar vermeli.

* 1997’de Kürtlere değinmiş, onlarla yapılan mücadelede Alman silahları kullanılmasına karşı çıkmıştım. Bu yıllardır sürüyor, ama bir sonuç alınamadı. Türkiye’de Kürt halkının varlığı o kadar büyük bir zenginlik ki bu herkesin Türk olduğunu söyleyerek harcanıyor. Onun yerine Türkiye bu zenginliğini kullanmalı, ondan yararlanmalı. Bu meseleler hiçbir zaman silahla çözülemedi.

* Cumartesi günü yazarlarla buluşacak olan Türkiye Başbakanı’na şunu söylemek isterim: Bence yazarları iyi dinlesin. Ülkelerini en iyi gözlemleyenler onlar. Kürt yazarlar da ülkelerini iyi anlatabilecek kişiler.

Bugün Harbiye’deler
‘Avrupa Edebiyatı Türkiye’de Türkiye Edebiyatı Avrupa’da’ projesi ya da diğer ismiyle ‘Yollarda’ etkinlikleri kapsamında Avrupalı yazar ve sanatçılar bir yıl boyunca Türkiye’nin 24 kentini gezdiler. Bu kentlerde, özellikle öğrencilerle buluşup kitaplarından bölümler okudular. Projenin finali ise İstanbul’da yapılıyor. Bugün saat 15.00’te, Harbiye’deki yenilenen Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda yazarlar İstanbullu edebiyat meraklılarıyla buluşacak. Açılışı, Günter Grass ve Yaşar Kemal yapacaklar. Osman Okkan’ın moderatörlüğü üstleneceği toplantıda iki yazar, toplumsal değişimlerin edebiyattaki yansımaları ve bu yansımaların okuyucuda bıraktığı etkiler üzerine konuşacak.
Daha sonra Yollarda projesine katılan Avrupalı yazarlar Monika Maron, Alek Popov, Attila Bartis ve Stefan Brijs Memet Ali Alabora’nın moderatörlüğünde sahneye çıkacak. Avrupalı yazarlar, Türkiye turu sırasındaki izlenimlerini okurlarla paylaşacak. Toplantı Türk Alman İşadamları Kültür Vakfı’nın desteğiyle düzenleniyor.
Yollarda projesi bu toplantıyla sona ermiyor. Bu kez Türk edebiyatı Avrupa’ya doğru yola çıkıyor. 16 Türk yazarın sekiz ülkeyi kapsayan iki aylık Avrupa turu da Haziran’da Brüksel’de tamamlanacak.

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process