Pınar Selek
Uludağ Üniversitesi’nde bir ilk
5.5.2010

Bursa - 27 Nisan 2010


Uludağ Üniversitesi bünyesinde oluşturulan Uludağ Felsefe Topluluğu’nun düzenlediği “Toplumsal Sorumluluk Bağlamında Yargılanan Özne-nin Cinsiyeti” isimli panel, ilgiyle karşılandı. Panelde Sosyolog Pınar Selek’in maruz kaldığı lince de dikkat çekildi.
Uludağ Üniversitesi Ö.K.M Kırmızı Salonu’nda 27 Nisan 2010 Salı günü gerçekleştirilen panelin konuşmacıları Amargi’den Esmeray Özadikti ve Nil Mutluer idi.
Genç Kadın ve İnsan Hakları Eğitimi Topluluğu’nun katılımıyla gerçekleştirilen panel,  “Yoldan Çıktık” filminin gösterimi ile başladı. 3 Saat süren panelde, Nil Mutluer ve Esmeray Özadikti’nin konuşmalarını, soru-cevap tartışmaları bölümü izledi. Panel’de toplumun dışlanan kesimleriyle ilgilenen Sosyolog Pınar Selek’in,  Mısır Çarşısı davası üzerinden maruz kaldığı linç üzerinde duruldu. Yine bu bağlamda, Pınar’ın üretimi ve duruşuna dikkat çekildi. En son araştırması “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” kitabının üzerinden toplumsal cinsiyetçilik ve feminizm konularında da girildi. Bu başlık altında, Nil Mutluer ile Esmeray Özadikti arasında başlayan “erkekten feminist olur mu?” tartışması, etkisini panel sonrasında da izleyiciler arasında devam ettirdi.
Panel ve etkilerine ilişkin olarak etkinlik düzenleyecileri gözlemlerini ve izleyicilerden gelen tepkileri bir mektupla Amargi’ye de illetiler.  İşte o mektup:

Panel hedefine ulaştı:


“Sonradan etkinlikle ilgili topluluk arkadaşlarımızla konuşan dinleyiciler en çok, konuşmacıların samimi olduklarını ve söylemlerinin anlaşılır olduğunu ifade ettiler. En fazla vurgulanan şeylerden biri; konuşmaların bir topluluğa hitap eder gibi değil de, birebir konuşuyormuş gibi olduğu şeklindeydi.
Yaptığımız değerlendirmeler sonucu şunları söyleyebiliriz:
Etkinlikten sonra bazı arkadaşlarımız bir takım ön yargılarının yıkıldığını açıkladılar. Belirtmek gerekirse; bu ön yargılardan birisi, bir transseksüelin kendini ifade ederken ajitasyon kullanacağı beklentisi olmuş, fakat Esmeray Özadikti’nin bilgi içerikli söylemleriyle bu beklentilerin yok olduğu dile getirilmiştir. Bir diğer ön yargı ise; feministlerin toplumun ‘elit’ kesiminden oldukları, feminist düşüncelerin bu kesimlerde oluştuğu ve ifade edildiği yönünde olmuş; bu düşüncelerinin de; belgeselin ve konuşmacıların katkısı ile, aslında her alan ve coğrafyada bu düşüncelerin var olduğunun ve ifade edilebildiğinin, kendi hayatlarında da bunun örneklerinin olduğunun farkına vardıklarını söyleyerek, değiştiğini dile getirmişlerdir.
Etkinlik sonrasında ifade edilen ve olumlu eleştiri alan bir başka şey de; sorulara verilen cevaplarda, Esmeray Özadikti’nın sadece kendini veya transseksüelleri merkeze almayıp, tüm toplumun gelişimi yönündeki bakış açısı olmuştur. Ayrıca, Nil Mutluer’in, her ne kadar espirisi geçse de, bizim dinlemeye alışkın olduğumuz itici akademisyen söylemini kullanmayışı da en çok dile getirilen yorumlardan birisi olmuştur.
Bunların yanı sıra, etkinlik sürecinde Nil Mutluer ile Esmeray Özadikti arasında başlayan “erkekten feminist olur mu?” tartışması, etkinlikten sonra da dinleyiciler arasında tartışılmaya devam etmiştir.
Tüm bunlarla birlikte, konuşmacıların tavır, tutum, ifade ve konuşma içeriklerinde Amargi’nin katkısı olduğu düşünülerek ve Amargi’yi anlatmalarıyla da bağlantılı olarak, Amargi’ye ilgi ve merak oluşmuş ve öğrenciler bu merakı, etkinlik sonrasında; Amargi nedir tam olarak, Bursa’da var mı, biz bu projelere nasıl destek verebiliriz, atölyelere katılım nasıl, gibi sorularla dile getirip; benzer etkinliklere ve tiyatro gösterilerine katılmak istediklerini ve benzer filmlerden haberdar olmak istediklerini ifade etmişlerdir.
Pınar Selek’in Amargi’yle ilişkisi ve yapıp ettikleri de fazlasıyla merak uyandırmış; özellikle bu ismi ilk kez duyanlar tarafından, nasıl takip edebilecekleri, hangi kitapları olduğu, neyle yargılandığı soruları da yine etkinlik sonrasında topluluk arkadaşlarımıza sorulmuştur. Hatta, “devlet böyle aktif insanları engeller zaten.” ifadesiyle suçlamaları da sorgulamışlardır.
Panel sonunda, erken bittiği yönünde tepkilerle de karşılaştığımızı belirtmeliyim.
Olumsuz yöndeki tek eleştiri ise, dergi fiyatlarıyla ilgili olmuştur. İçeriği beğenip, merakla almak isteyip pahalı olduğu için alamayacağını söyleyenler olduğunu da, bu noktada, eklemeden geçemem. Son olarak; etkinlik sonrasında, konuşmacılar ve topluluktan üyelerimiz de dahil bir kaç arkadaşımızla devam eden gezi, yemek, muhabbet süreci de çok keyifli geçmiş; konuşmacıların bir ‘tiyatro sanatçısı’ ve bir ‘akademisyen’ kimliği ile mesafe koymayarak iletişimi sürdürebileceğimiz yönündeki düşünceleri de herkes tarafından çok memnun edici olmuş ve bu samimiyetten ve bütün süreçten mutluluk duyulmuştur.
Yeniden görüşmek üzere...
Sevgiler,”
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process