Bilgi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’nün düzenlediği “Sosyal Bilimler ve İktidar” başlıklı atölyede üniversite öğrencileriyle yapılan anketin sonuçları açıklandı, iktidarın sosyal bilimlere ve sosyal bilimcilere yönelttiği müdahaleler ve bu duruma karşı nasıl bir direniş ve dayanışma oluşturmak gerektiği tartışıldı.

“Sosyal bilimcilerin özgür ve bağımsız araştırmalar yapmalarının nasıl engellendiğini, Türkiye'de adalet sisteminin nasıl işlediğini anlamak ve anlatmak, 'birtakım' hikayeleri dezenformasyon yumağından kurtarıp birlikte yeniden yazmak için misafir konuşmacılarla birlikte sohbet edeceğimiz atölye çalışmasında buluşalım.”

Bilgi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü bugün (12 Mayıs) Santralistanbul’da  “Sosyal Bilimler ve İktidar” başlıklı bir atölye düzenledi.  Pınar Selek’le dayanışmak amacıyla düzenlenen atölyeden önce geçtiğimiz hafta Bilgi Üniversitesi’nden 200 öğrenciyle konuyla ilgili yapılan anket benzeri çalışmanın sonuçları açıklandı. Ardından konuşmacılar ve öğrenciler iktidarın sosyal bilimlere ve sosyal bilimcilere yönelttiği müdahaleleri ve bu duruma karşı nasıl bir direniş ve dayanışma oluşturmak gerektiği tartıştı.

“Şiddet ve savaş karşıtı bir kadının bir ‘katliam sanığı’ olarak resmedilmesine inanabiliyor musunuz?”

Kadın Araştırmaları  Kulübünün Pınar Selek davasını Türkiye’deki genel adaletsizlik durumunun içinde ele almaya çalışarak düzenlediği ankette, “Her gün sokakta kanıtlanamayan iddialar nedeniyle yürüttükleri çalışmaları ellerinden alınan onlarca araştırmacıdan birinin yanından geçip gittiğimize inanabiliyor musunuz?”, “Her fırsatta barışın sesini yükseltmeye çalışan, şiddet ve savaş karşıtı bir kadının bir ‘katliam sanığı’ olarak resmedilmesine inanabiliyor musunuz?” gibi sorular yer alıyor.

Çalışmaya katılanların yüzde 20’si sorulara “(a) Ağzımı kocaman açıp diyecek bir şey bulamıyorum”, yüzde 20’si “(b) Error verip yok artık diyorum,” diye cevap verirken geri kalan %60’ı da, “(c) Dudaklarımı büküp kafamı o yana bu yana sallıyorum,” diye cevaplamış. Esas olarak atölyeye katılımı sağlamayı amaçlayan ve ironik bir dille hazırlanan bu soruların başında yapılan açıklamaya göre üç cevap şıkkı sırasıyla şu anlamları ifade ediyor: “inanılır gibi değil, canımı sıkıyor, inanmak istemiyorum”.

“Selek sosyo-politik olguların bireyler üzerindeki etkisini ortaya koyuyor”

Anketin ardından yapılan konuşmada Nilgün Yurdalan, Pınar Selek’i ve Sokak Sanatçıları Atölyesini anlattı. Yurdalan, “Pınar hep kıyıda köşedekilerin yanında oldu. Olanları  bir araştırma konusu olarak yazmadı, bu onun için bir alan araştırması  değildi. Pınar onlarla birlikte yaşadıklarını yazarken, kendi de bir özne oldu” diye konuştu.

Özlem Ç. Özen, “Selek’in var olan politik ve sosyal olguların bireyler üzerindeki etkilerini ortaya koyduğunu,” söyledi ve ekledi: “Toplumun özgürleşmesi için çalışan sosyal bilimler ve devletin modernleşmesine aracı olarak sosyal bilimler arasında bir çatışma ortaya çıkıyor. Pınar’ın davası da bu çatışmanın en somut göstergesi.”