9.12.2010

Avrupa Parlamentosu-Türkiye Karma Komisyonu Avrupa kanadı önceki gün Sosylog Pınar Selek için özel bir oturum düzenledi. Oturum başkanı, Karma Komisyon Eşbaşkanı Hélèni Flautre, görüşmeye ilişkin  bakışını ortaya koyan bir makale yayınladı.
Avrupa Yeşiller Partisi'nin resmi sitesinde yer alan makalede, Pınar Selek'e tam destek verilirken, "Pınar artık biliyor ki, bize güvenebilir" vurgusu yapıldı.

Makale şöyle devam ediyor:
"Tehditlerde olduğu gibi adli saldırı altında bulunan bir Türk insan hakları savunucu olarak Pınar Selek, Avrupa Parlamentosu-Türkiye Karma Komisyonu’nun gündemindeydi.
 
Pınar Selek, bir Türk sosyolog, yazar, aktivist olarak, barış sürecine ilişkin araştırma çalışmaları ve silahsızlandırma üzerine çalışmalarıyla çok iyi bilinir. Aynı zamanda toplumun dışlanmış kesimleri üzerinde yaptığı çalışmalarda olduğu gibi...

Oybirliği ile aktif ve sorumlu bir yurttaşı ve onun çalışmasını selamladık. Bütün modern toplumlardaki Pınar Selek’ten büyük ölçüde umut aldık. Pınar’ı çok derinden etkileyen adli kovuşturma ve tehditleri de mahkum ettik.

1998’de İstanbul’daki Mısır Çarşısı’nda bomba patlatmakla suçlanan, Pınar iki defa kanıt yetersizliğinden dolayı berat etmeden önce 2.5 yıl boyunca hapsedildi, işkence gördü. Gerçekte mahkemenin bilirkişi raporları, bombanın olmayışını çok büyük ölçüde doğruladılar ve patlamanın gaz kaçağından kaynaklandığını tespit ettiler. Pınar’ı sessizliğe mahkum etmek amacını güden politik oportünist nedenlerden dolayı, savcı bu karara itiraz etti. Yüksek mahkeme, bu talebi yerinde bularak ilk derece mahkemesinin kararını iptal etti. “Kafaka davası”nda olduğu gibi, 12 yıllık yargılama süreci, 9 Şubat 2011 tarihinde İstanbul’da yapılacak olan duruşmaya yeni bir başlangıç oldu.

Hrant Dink’i katleden aynı ulusalcı hareket tarafından tehdit edilen ve saldırıya uğrayan Pınar, sürekli tehlike altındadır. Kendinden bahsetmek zorundan olmaktan yorgun, uluslararası buluşmalarının daha çok kitaplarında ele aldığı tabu konulara ayırmayı büyük ölçüde istemektedir. Pınar, eli kanlı bir suçlu olarak itham edilmek yerine, kendi çalışmalarını hedef tahtasına koyan hukiki koğuşturmalarla baş etmeyi yegler. Sürgüne zorlanan Pınar, şimdi Almanya PEN’in program desteği çerçevesinde Almanya’da yaşamaktadır.

Her zaman güler yüzlü ve dinamik olan bu şahsiyetin Avrupa Parlamentosu’na yaptığı bu ilk ziyaret güzel bir buluşma olup aynı zamanda ortak hak talep etmelerin başlangıcıdır. Pınar’ı desteklemek amacıyla Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, açık bir mektup yayınlamayı, Türk otoritelerinden açıklamalar istemeyi, onların Avrupa Konseyi ile işbirliğini güçlendirmeyi, Avrupa Birliği’nin bütün araçlarını kullanarak ona yardımcı olmayı, özellikle de Avrupa Komisyonu’ndan 9 Şubat 2011’deki durşmayı gözlemlemeyii ve bütün üye devletlerden onun korunmasını sağlanmayı istemektir.
Devam eden bir dava, ama Pınar artık bugün biliyor ki, bize güvenebilir."