Hala Tanığız Platformu, masala inancı olan insanları dün akşam Garajistanbul'da ağırladı.

Etkin Haber Ajansı / 10 Aralık 2010 Cuma, 11:39

DİCLE MÜFTÜOĞLU- Garajİstanbul'un önünde yoğun bir kalabalık. Her gelen bu görüntü ile heyecana kapılıyor. Öyle ki kapı önünde beklemekten bile rahatsız olmuyorlar. Çünkü Pınar için bekliyorlar. Onların payına da Pınar için beklemek düşmüş gibi.

Kapılar açılıyor içeri giriyoruz. Ama salondaki sayı kadar dışarıda kalan var. Geceyi düzenleyenler bu duruma sevinse mi, üzülse mi bilmiyorlar.

Ellerimize tutuşturulan bildirilerdeki "Biz gerçekten masallara inanan çocuklardık. Çünkü; güzel şeylerin olabileceğine inanan bir ortamda yetiştik. Bugün beni hala ayakta tutan, o zamanki ruh halim" diyen Pınar Selek bize merhaba diyor.

PINAR'IN ŞARKISI

Işıklar kapanıyor ve Aygül Erce elinde gitarıyla Pınar'ın şarkısını söylüyor.

Aykut Atasay'ın hazırladığı video beliriyor ekranda: 'Adalet İçin Tarafım. Pınar Selek'in Yanındayım.'

Pınar Selek'in yaşamından kesitleri, özellikle Mısır Çarşısı patlamasının ardından başlayan yargı sürecini ve onun etrafında kurulan dayanışma ağını bir kez de görüntülerden izliyoruz. Ne zaman ki Pınar Selek görünüyor ekranda, işte o zaman buğulanan gözler parıldamaya başlıyor ve bir alkış kopuyor.

Derken sahneye Pınar geliyor ve Mehmet Atak'ın yazıp yönettiği "Masalcı Pınar Selek" oyunu başlıyor.

Pınar haykırıyor... Bir oyun oynuyorlar, ama ben onların istediği oyunu oynamayacağım...

Sonra "kocamış bir kadın" çıkıyor sahneye ve masal başlıyor. Karanlık bir perde ardında ellerinde mumlarla kadın oyuncular beliriyor.

KUŞLARIN DİLİNDEN MASALLAR

Başlıyor kötü sesli bir kuş; kuşların, Toprak ninenin ve Yeşil kızın masalını anlatmaya...

Sabırsız serçe dayanamayıp sık sık araya girse de masal sürüyor. İzleyiciler bir denizin ortasındaki yeşil adaya gidiyorlar, bir Albatros'un kanatlarında deniz aşırı yerlere uçuyorlar. Kuşların diyarında onların dilini öğrenmeye çalışıyorlar. Bir peri oluyorlar ve adını haykıran küçük hamsinin imdadına yetişiyorlar. Kürtçe bir ağıt yükseliyor. Oğlu gözaltında kaybedilen bir ananın çığlığı bu...

Sonra oyuncular bir bir kalkıp ben Pınar'ım diye haykırıyorlar. Ben Pınar'ım çünkü; adaletten yanayım, insanları seviyorum, onların oyununu oynamıyorum....

Seyircilerin arasına dağılan oyuncular hep bir ağızdan söylüyorlar; "Hepimizin Pınar için yapabileceği birşey var!"

Son olarak ekranda yeniden Pınar Selek beliriyor ve "düşüncelerim, yazdıklarım için ceza almak, sürgüne gönderilmek hiç canımı acıtmazdı, ama böyle insanların canını acıtan ve yapmadığım bir eylemden bu cezayı almak.... İşte bu canımı yakıyor" diyor.

Masalcı Pınar Selek oyununda; Akasya Asıltürkmen, Aslı İçözü, Ayça Damgacı, Ayşe Lebriz, Ayten Uncuoğlu, Berfin Zenderlioğlu, Defne Halman, Esmeray, Ezgi Mola, Gülsüm Soydan, Sanem Öge, Nihal Koldaş, Rüçhan Çalışkur, Serra Yılmaz, Süreyya Güzel, Şebnem Bozoklu, Tilbe Saran Tülay Günal, Yeşim Büber, Yeşim Özsoy ve Işık Yenersu gibi oyuncular yer aldı.

Bir ses yükseliyor: Büyü de baban sana, büyü de büyü... Sonra ben de mırıldanıyorum bu parçayı... Aklımın bir tarafında da dinlediğim masallar... Gülümsüyorum...

Duygulu, büyülü bir ruh haliyle İstiklal Caddesi'nde yürümeye başlıyorum... Ve soruyorum kendime, Pınar için ve onun gibi adalet mağdurları için ne yapabilirim?

Şimdi de size soruyorum...

http://www.etha.com.tr/Haber/2010/12/10/guncel/pinar-icin-masal-gibi-bir-gece/