Pınar Selek
Pınar Selek hakkında kırmızı bülten
Pinar Selek hakkinda kirmizi bülten

Sercan Engerek, Radikal Blog, 30.08.2013

Bir insanin, yargilandigi davadan 3 kere berat almasina ragmen onun hâlâ suçlanmasi nasil bir seydir?

Berat karari verilmesine ragmen böyle bir sey nasil olur demeyin oluyor iste. Nasil oldugunu anlamasak da oluyor...

Sosyolog Pinar Selek’ten bahsediyorum.

Hazin bir olaydir Selek’in öyküsü. Hazin oldugu kadar çetrefillidir yargi süreci.

Misir Çarsisi’nda patlama

9 Temmuz 1998’de Misir Çarsisi’nda 3’ü çocuk 7 kisinin ölümüne, 120 kisinin de yaralanmasina yol açan feci bir patlama meydana gelir. Olan bir “insanlik trajedisi”dir adeta. Olay mahallinden yükselen çigliklar patlamanin boyutunu gözler önüne sermeye yetmistir. [1]

Patlamanin nedeni hakkinda su yorumlar yapilmistir. Uzmanlarin olay yerinde arastirma yaptigini belirten Istanbul Cumhuriyet Bassavcisi Ferzan Çiftçi ‘‘Ilk arastirmalarda bomba olduguna dair bir bulguya rastlanmadi. Gaz sikismasi sonucu meydana gelmis olmasi ihtimali kuvvetli’’ diye konusur. Dönemin Istanbul Valisi Kutlu Aktas, olayi üstlenen bir terör örgütü olmadigini, bomba patladigina dair bir emare bulunamadigini, bombanin neden olacagi parça tesirine rastlanmadigini, patlamanin buzdolabi gaz kaçagindan veya tüpgaz kaçagindan olabilecegini belirtir. Dönemin Içisleri Bakani Murat Basesgioglu ise sunlari kaydeder: ‘‘Iki defa arastirma yapildi. Baska uzmanlar da çagirildi. Ama yapilan kesiflerde bomba olduguna dair bir bulgu yok. Yeni bir patlayici türü olur mu bilemem. Patlamanin oldugu dönerci büfesinde 7 tüpgaz varmis. Patlama, tüp gaz kaçagindan meydana gelmis olabilir. Patlamayi üstlenen örgüt de yok.’’

Yetkililerin açiklamalari patlamanin bombadan olmadigi üzerinde yogunlasmistir.

Sonrasinda yapilan incelemeler, yazilan raporlarda da bomba bulgusuna rastlanmadigi belirtilir.

Misir Çarsisi’nda meydana gelen patlamadan hemen sonra hazirlanan 13 ve 14 Temmuz 1998 tarihli Polis Olay Yeri Inceleme tutanaklari ve Kriminal Polis Laboratuvari Müdürlügü Ekspertiz Raporu’nda bomba bulgusu bulunmadigi belirtilirken 20 Temmuz 1998 tarihli Polis Olay Yeri Inceleme Sonuç Raporu’nda da bombaya ait herhangi bir bulgu yok(tur). [2]

Selek gözaltina alinir

11 Temmuz 1998’de (patlamadan iki gün sonra) Pinar Selek “terör örgütüne üye oldugu” iddiasiyla gözaltina alinir. 7 gün gözaltinda kalan Selek hiç kimseyle görüstürülmedigi gibi adeta suçlu ilan edilerek gözalti sürecinde iskence görür. Elektrik verme, Filistin askisi denilen yöntemlerle yapilan iskence tibbi rapor ile sabitlenmistir. Iskence altinda ifadesi alinan Selek’in savunma hakki elinden alinmistir.

Misir Çarsisi patlamasiyla ilgili emniyet ve savcilikta tek bir soru sorulmadigini belirtmemiz Selek’in nasil bir durumla karsi karsiya kaldigini anlatacaktir sanirim.

Terör yaftasi

Bugün bir hukuk devletinde sorun teskil ettigi tespit edilen ve kaldirilan ama ne var ki kaldirilmasina ragmen varligi hâlâ devam eden Özel Yetkili Agir Ceza Mahkemeleri’nin o dönemdeki adi olan Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Selek’e PKK terör örgütüne üye oldugu suçunu yöneltir ve böylece Selek terörist ilan edilir.

Davayla ilgili gözaltina alinan Abdülmecit Öztürk adli sahis ifadesinde bombali eylemin talimatini Selek’ten aldigini belirtir. Önceki raporlar -bir baskomiserin ifadesi de- yetersiz görülerek yeniden rapor düzenlenir. Bu raporda öncekilerin aksine patlamanin bombadan kaynaklanmis oldugu belirtilir.

Komplo

Ayni Öztürk gözalti süreci bittikten sonra DGM savcisina Pinar Selek’i tanimadigini, her seyin bir komplo oldugunu, ifadesinin isepolis tarafindan zorla imzalattirildigini söyleyecektir. Öztürk bombayi, Selek ile birlikte halasinin evinde hazirladiginin birkurgu oldugunu itiraf etmistir. Türkçe bilmeyen halasinin tercüman olmadan daha önce ifadesinin nasil alindigi bir soru isaretiyken, daha sonra mahkemede bir tercüman araciligi ile dinlenen hala da sunu söylemistir: “Ben daha önce ifade vermedim, teshislerle ilgili bir beyanimda yoktur, okuma yazmam da yoktur, neler yazili oldugunu bilmedigim bir kâgidin altina parmak bastim, bana su anda gösterdiginiz Pinar Selek oldugunu söylediginiz kizi da tanimam.” [3]

Zaten savciligin tayin ettigi bilirkisi heyetinin basinda bulunan Prof. Sevil Atasoy da Enver Aysever’in konugu oldugu Aykiri Sorular programinda yeniden düzenlenen raporla ilgili “Ben ve benimle birlikte raporun altina imza atan arkadaslarim hiçbir zaman bombadir demedik. Altinda imzam bulunan raporun içerigi dogru dürüst okunmamistir” der. Atasoy savciligin talimati üzerine toplanan delilerle ilgili açiklamasina devam ediyor: “Bu deliller üzerinde yapilan analizlerde adi tam olarak konulamayan ama patlayici niteligi olan bir kimyasal madde bulunmustur. Bu maddenin gerçekten bomba olup olmadigini anlasilabilir olmasi için de bir yol haritasi çizdik…” [4]

Emniyet Müdürlügü’nden müdahale

Dava devam ederken Selek’e ikinci bir dava daha açilir. Açilan davanin nedeni bomba koymak eylemidir. Önceki davayla birlestirilen bu dava için Cerrahpasa Tip Fakültesi Adli Tip Ana Bilim Dali ve Istanbul Üniversitesi’nden alinan bilirkisi raporlari da patlamanin bombadan kaynakli olmayacagi yönündedir: “Olgularin hiçbiri bomba patlamasina bagli yaralama örneklerine uymuyor.”

Bu raporlardan sonra davaya Istanbul Emniyet Müdürlügü’nün müdahalesi gerçeklesir. Emniyet Müdürlügü bir bilirkisi raporu daha alinmasini ister. Mahkemenin talebi olmamasina ragmen Emniyet Müdürlügü’nün istegiyle Adli Tip Kurumu’ndan alinan raporda patlamanin nedeninin tespit edilememis ve edilemeyecegi belirtilmistir.

Bunun üzerine mahkeme yeni bir rapor talep etmis, Jandarma Kriminal Dairesi’ne bagli heyetin hazirladigi rapora göre olay bomba patlamasiyla gerçeklesmistir. Ne var ki heyetten bir üye bu rapora katilmadigini ifade eder.

Patlamanin nedeni tüpgaz

Mahkemenin görevlendirdigi üç uzman ise 2000 yili Aralik ayinda patlamanin kesinlikle bombadan degil, tüpgaz kaçagindan oldugunu açiklar. 

Velhasilikelam mahkeme patlamanin neden kaynaklandiginin tespit edilemediginden Misir Çarsisi patlamasiyla ilgili karar verilemeyecegine hükmeder.

2.5 yil tutuklu kalan Selek davadan berat etmistir.

Selek üç kez berat eder

Etmistir etmesine ama Yargitay 9. Dairesi ise patlamanin bombadan kaynakli oldugu gerekçesiyle Istanbul 12. Agir Ceza Mahkemesi’nin bu kararini bozar. Yeniden yapilan yargilamada Selek tekrar berat eder.

Yargitay ise Selek’in “müebbet hapis istemiyle yeniden yargilanmasina” karar verir. Yargitay Bassavciligi bu karara itiraz ederken, Yargitay Ceza Kurulu karari onaylamistir.

Daha önce Misir Çarsisi patlamasiyla ilgili karar verilemeyecegi hükmünü vermis olan mahkeme 9 Subat 2011 tarihli kararindaSelek hakkinda iki kez verilen beraat kararinda direnilmesini yineler. Yani mahkemenin ilk kararinda degisen bir sey olmaz. Bu üçüncü berati olur Selek’in.

Yeniden suçlu ilan edilme süreci

Dava devam ederken mahkeme baskani degisir. Baskan Vedat Yilmazabdurrahmanoglu’nun saglik sorunlari nedeniyle katilamadigi 22 Kasim 2012 tarihli durusmada, yeni atanan hâkim Mehmet Hamzaçebi’nin baskanlik ettigi heyet, berat kararinda direnilmesine iliskin karari usule aykiri bularak oy birligi ile kaldirir.

Böylece Selek’in yeniden suçlu ilan edilme süreci baslar.

Yargitay 9. Dairesi tarafindan bozulan dava, geçen 24 Ocak’ta karara baglanir. Selek agirlastirilmis müebbet alir.

Karara serh

Davaya bakan Istanbul 12. Agir Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli karari ilginçtir.

Mahkeme Baskani Vedat Yilmazabdurrahmanoglu karara serh koymustur. Yilmazabdurrahmanoglu gerekçeli kararinda sunlari vurgular: “Gerek sorusturma asamalarinda Misir Çarsisi’ndaki patlamanin hangi sebepten kaynaklandigi ve yapilan arastirmalar sonucu bunun bir bomba patlamasi ile meydana gelip gelmediginin tespit edilemedigi, delil durumu nazara alinarak saniklar Selek ve Abdülmecit Öztürk’e isnat edilen suçu islediklerine dair mahkûmiyetlerine yeterli kesin ve inandirici deliller elde edilemediginden verilen kararin oybirligi ile verildigine dair muhalefet serhimdir.” [5]

Üye hâkimler ise patlamanin LPG’den degil, bombadan kaynaklandigini ifade ederek bununla ilgili kimi iddialar öne sürerler. [6]

Iste öne sürülen bu suçlamalar Selek gözaltina alindiginda yöneltilen iddialarda oldugu gibi onu terör örgütüyle iliskilendirmeye yöneliktir.

Bu kez çantasinda bomba, “Sokak Sanatçilar” adli atölyesinde patlayici madde bulundugu, atili suçlari kabul ettigi, Leyla kod adiyla dosya kapsaminda yargilanan saniklari organize ettigi, yönlendirdigi Misir Çarsisi olayinda bombali eylem gerçeklestirdigi seklinde agir suçlamalar yöneltilmistir.

Hatirlayalim; dava basladiginda Abdülmecit Öztürk gözalti sürecinde bombali eylem talimatini Selek’ten aldigini, sonra da Selek’i tanimadigini, her seyin bir kurgu oldugunu, ifadesinin zorla imzalattirildigini söylemisti.

Selek daha bastan terörist ilan edilmistir. Üretilen suça göre de delil bulunmaya çalisilmis, Misir Çarsisi patlamasiyla iliskilendirilmis, bilirkisi raporlarina ragmen suçlu gösterilmistir.

Bugünlerde de mahkeme yurtdisinda yasayan Selek hakkinda kirmizi bülten çikarilmasi için Adalet Bakanligi’na basvurdu.

Neden?

Peki Selek tekrar tekrar berat etmesine ragmen neden hâlâ suçlu gibi gösterilerek hedef tahtasina konuluyor? 

Iste bu sorunun yanitini Türkiye’nin hedeflenen fakat hâlâ gerçek bir demokratik hukuk devleti olamamasinda aramak gerekir.

Yillardir yasanan ve bugün de devam eden bu hukuk garabeti son bulmazsa yarin yenilerinin yasanmayacaginin, tipki Selek gibi baskalarinin da yanmayacaginin garantisi yoktur.

*  *  *

Selek bilimsel arastirmalariyla taninan basarili bir sosyolog. Özellikle de sokak çocuklari, seks isçileri gibi konularda (toplumda aykiri görülen ama o toplumun ürettigi insanlar hakkinda) arastirmalar yapmis, bunlara PKK üzerine yaptigi arastirmayi da eklemistir.

Bir aydindir Selek. Ülkesinin sorunlarina egilen, bu sorunlarin çikis nedenlerinin önce “anlasilmasi” gerektigini vurgulayan bu yaniyla da bilim insani yönünü ortaya koyan bir sosyolog.

Bu meslegi seçme amacini söyle açikliyor: “Özgür, ahlakli, mutlu bir yasam nasil mümkün olabilir sorusu, çocuklugumdan beri beni mesgul ediyordu. Bu sorulara yanit bulmak, toplumu, kendimi anlamak ve özgürlük alanimi genisletmek için sosyoloji okudum… Doktorlar gibi, sosyologlarin da toplumsal yaralara el sürme kabiliyetinde olmasi gerektigine inaniyordum.”

Ilk mahkemede de sunu söyler Selek: “Misir Çarsisi patlamasi eger bombadan kaynaklaniyorsa bu bir insanlik suçudur.”

Onu böyle bir insanlik suçuna dahil etmeye çalismak ona yapilacak büyük bir haksizliktir. Nasil ki bomba patlatmak insanlik suçu ise bir insani böyle bir suça ortak etmeye çalismak da insanlik suçudur. 

Dava sürecini özetlemeye çalistik. Selek’in nasil gözaltina alindigindan, iskenceden geçtiginden, ifadesinin zorla imzalattirildigindan, bir komploya kurban edilmek istendiginden ve iddia edilen suçlamalarin ve üretilen sahte belgelerin bilirkisi raporlariyla çürütüldügünden, 1 degil 3 kez berat ettiginden bahsettik. Bu hukuki yönden bir kanitti.

Zira Selek, yapmis oldugu çalismalari, yazdigi kitaplari, makaleleriyle bir aydin duyarliligina sahip oldugunu gözler önüne seriyor.

Selek’in Misir Çarsisi olayinin bombacisi olarak lanse edilmesi birçok insani derinden üzmüstür.

2006 yilinda Yasar Kemal, Orhan Pamuk, Vedat Türkali, Ilhan Selçuk, Ismail Besikçi, Hrant Dink, Zeki Demirkubuz, Teoman, Müjde Ar, Pinar Kür ve Sibel Eraslan’in da aralarinda bulundugu yüzlerce kisi kendisine “tanik” olup destek vermistir. [7]

Selek’e 1994 yilinda bulundugu Fransa’da ziyaret ettigi Server Tanilli de destek vermistir. Selek Tanilli’yle ilgili su notu düsüyor: “Fransa’da egitim için buradaydim. Paris’ten trene atlayip Strasbourg’a gelmis, onun evine gitmistim. Bana güzel köfteler yapmisti, sohbet etmistik. O zaman 23 yasindaydim. Nereden bilecektim, yillar sonra ayni sehre ikinci kez, onun konumunda gelecegimi…”

Evet, su an Strasbourg Üniversitesi’nde doktora ögrencisi olarak bulunuyor. Yasadigi kentte sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan, üniversitelerden büyük destek aliyor. Ve bakiniz ögrencisi oldugu üniversitenin rektörü Alain Beretz kendisi için ne diyor: “Pinar Selek üniversitenin korumasi altindadir. Sonuç ne olursa olsun, bu süreç ne kadar sürerse sürsün, biz onu bir an bile yalniz birakmayacagiz. Pinar’a dokunmak isteyen, önce bize dokunacak.” [8]

*  *  *

Ülkemizin tarihi ne yazik ki bu ve benzeri olaylarla doludur. Ilericiler hep hedef tahtasina oturtulmus, sonrasinda iskencelerden geçirilmis, mahkûm edilmis ve ne yazik ki öldürülmüslerdir. Sabahattin Ali cinayeti, Nâzim Hikmet’in vatandasliktan çikarilmasi, 1955’te vuku bulan 6-7 olaylarindan solcularin sorumlu tutulmasi, Abdi Ipekçi, Ugur Mumcu ve Hrant Dink cinayetleri akla gelen ilk örneklerdir.

Bugün onlarca gazetecinin tutuklanmasi, insanlarin adeta suç üretilerek hapis edilmesi... Yazi konumuz olan Pinar Selek’in hazin öyküsü demokrasi ve hukuk sisteminin ne durumda oldugunu anlatmaya yetiyor.

Yapilmasi gereken mücadele etmektir, direnmektir; hukuk için, adalet için, demokrasi için. Hukuksuzlugu hukukla, fasizmi demokrasiyle yenmek için.

Selek, mahkeme tarafindan hakkinda kirmizi bülten çikarilmasina karar verildikten sonra Birgün gazetesine konuyu su sekilde degerlendirdi: “Dava bitmis, Pinar mahkûm olmus ve kaçiyormus gibi bir hava yaratilmaya çalisiliyor. Hâlbuki Pinar Fransa'da ve doktorasini yapiyor. Su an Yargitay'in karari bekleniyor. Daha Yargitay'da savunmamizi yapacagiz. Dosya AIHM’e de gitti. Biz mücadelemizi sürdürecegiz.” [9]

Diren Pinar Selek. Bu hakli mücadelende yayindayiz.

 [1] http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1998/07/10/54494.asp

[2] http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=pinar-selek-neden-hedef-secildi-selek-kimdir&haberid=4128

[3] http://t24.com.tr/haber/bir-hukuk-garabetinin-oykusu-adan-zye-pinar-selek-davasi/218487

[4] Aykiri Sorular programi, 69. dakikasi: http://tv.cnnturk.com/video/2012/07/27/programlar/aykiri-sorular/aykiri-sorular/2012-07-26T1945/index.html

[5] http://www.radikal.com.tr/turkiye/mahkeme_baskani_bomba_oldugu_tespit_edilmedi-1124125

[6] http://www.radikal.com.tr/turkiye/pinar_selek_kararina_serh_bomba_oldugu_belli_degil-1124076

[7] http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=384420

[8] http://www.radikal.com.tr/radikal2/uc_beraat_esittir_bir_muebbet-1120162

[9] http://birgun.net/haber/pinar-selek-direnmeye-devam-edecegim-2978.html

Yazı kaynak: http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/pinar-selek-hakkinda-kirmizi-bulten-31526

Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Pınar Selek
Mahkeme Süreci Court Process